30 Eylül 2015 Çarşamba

keçi boynuzu..

https://www.facebook.com/NrlStyle/photos/a.151269364981090.32918.140581969383163/848265711948115/?type=3&theater

demirtaş ermeni.

http://turkiyegercek.blogspot.com.tr/2015/05/hdpli-selahattin-demirtas-ermeni.html?m=1

TARİHTE KURULAN TÜRK DEVLETLERİ

Tarihimizde "16 İmparatorluk meselesi" ve tarihte kurulan Türk devletleri Tarihimizde "16 İmparatorluk meselesi" ve tarihte kurulan Türk devletleri Devlet kurmada usta olan Türkler, kurdukları 114 devletin çoğunu da aynı ustalıkla kendileri yıkmış, ya da yıkılmasına sebep olmuşlardır. Çin kaynaklarından öğrendiğimiz kadarıyla, ilk defa M.Ö. 1760 yılında devlet kuran Hun Türkleri 2.000 yıldan fazla hüküm sürmüşler, aralarında yaşanan çarpışmalar sonucu ve göç ettikleri değişik bölgelerde de bağımsız devletler kurmuşlardır. İnsanlık tarihinin bilinen bütün dönemlerinde devlet kuran Türkler, aynı zaman dilimlerinde dünyanın farklı bölgelerinde kurdukları devletler ile kendilerine rakip olmuşlar ve birbirlerinin sonunu getirmişlerdir. Türk tarihi ile ilgili konuların başında gelen ve titizlikle incelenmeyen “16 imparatorluk” meselesi, hangi kıstaslar göz önüne alınarak hazırlandığı bilinmeden Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığının forsu olarak kabul edilmiş, Türklerin tarihte kurmuş olduğu diğer devletler göz ardı edilmişlerdir. 1925 yılında çıkarılan Sancak Talimnamesi’nde Cumhurbaşkanlığı Forsu’na eklenen 16 yıldızın mahiyeti açıklanmamış, daha sonra 1969’da Yüzbaşı Akib Özbek tarafından yayınlanan bir kitapta 16 yıldızın, tarihte kurulan Türk devletlerini temsil ettiği ifade edilmiştir. Çok kıymetli tarihçilerimizin bulunduğu bir tarihte onların fikir ve tavsiyelerine başvurulmadan bu düşüncenin benimsenmesi ise tarihimize ve tarihçimize olan ilgisizliğimizden kaynaklanmış olabilir. Tarihte kurulan Türk devletlerine imparatorluk sıfatı yakıştırması da enteresan. Türkler kurdukları devletin hiç birine imparatorluk dememişler, Osmanlılar “Devlet-i Aliye-i Osmaniye” derken, Mısır Memlukları da “ed- devlet –üt Türkiye” resmi adını kullanmışlardır. Sömürgecilik ve yayılmacılık olan “imparatorluk” kendini Allah’ın ordusu olarak gören ve insanlığa hizmeti şiar edinen Türkler tarafından kabul görmemiştir. TARİHTE KURULAN TÜRK DEVLETLERİ 1. Büyük Hun Devleti (Karakurum M. Ö. 1760 – M. Ö. 230) 2. Kimmer-(Kuman) Devleti (Hazar kuzeyi M. Ö. 1100 – M.Ö. 600) 3.Saka (Alp-er Tunga) Devleti ( Orta Asya M. Ö. 700 – M. Ö. 550) 4. Asya Hun Devleti (Ötüken M. Ö. 220 – M. S. 48) 5. Kuzey Hun Devleti (Karakurum M. S. 48 – 156) 6.Göktürk Devleti (Ötüken M. S. 48 – 80) 7. Güney Hun Devleti (Orta Asya 48–216) 8.Avrupa Hun Devleti (Macaristan 350 - 455) 9. Ak Hun Devleti (Afganistan 385 – 557) 10. Tabgaç Devleti (Çin 386 – 557) 11. Avar Devleti (Orta Asya 392 – 805) 12. Dokuz Oğuz Devleti (orta Asya 429 – 682) 13. On-Uygur Devleti ( Orta Asya 434 – 679) 14. Sapar Devleti (462 – 678) 15. Batı Tabgaç Devleti (534 – 557) 16. Birinci Göktürk Devleti (Ötüken 552 – 582) 17. Batı Göktürk Devleti (582 – 630 18. Büyük Bulgar Devleti (Kara Deniz kuzeyi630 – 665) 19. Hazar Devleti (642 – 695) 20. Toharistan (Tongşad) Devleti (658 – 759) 21. Volga Bulgar Devleti (665 – 1331 İlk Müslüman Türk devleti) 22. İkinci Göktürk Devleti (681 – 744) 23. Tuna Bulgar Devleti (682 – 864) 24. Sarıtürkeşler Devleti (Batı Türkistan 699 – 766) 25. Türkeşler Devleti (Güneybatı Türkistan 717 – 776) 26. Uygur Devleti (Doğu Türkistan 745 – 840) 27. Kimek Devleti (750 – 1140) 28. Karluk Devleti (766 – 1219) 29. Tiginşah Devleti (780 – 840) 30. Kırgız Devleti (840 – 1207) 31. Karahanlı Devleti (Doğu Türkistan 840 – 1040) 32. Kıpçak Devleti (851 – 1458) 33. Peçenek Devleti (860 – 1091) 34. Tolunoğulları Devleti (Mısır 868 – 905) 35. İhşidiler Devleti (Mısır 905 – 968) 36. Kançu Uygur Devleti (911- 1226) 37. Turfan Uygur Devleti (911 – 1226) 38. Yabgulular Devleti ( 943 – 1000) 39. Büyük Selçuklu Devleti (1040 – 1158) 40. Doğu Karahanlı Devleti (1040 – 1311) 41. Batı Karahanlı Devleti (1040 – 1212) 42. Mengücekler Devleti (Erzincan 1072 – 1228) 43. Gazneliler Devleti (1069 – 1187) 44. Saltuklular Devleti (Erzurum 1072 – 1202) 45. Çaka Bey Devleti (İzmir 1081 – 1097) 46. Dilmaçoğulları (Bitlis-Erzen) Devleti (1084 – 1394) 47. Türkiye Selçuklu Devleti (1092 – 1258) 48. Kirman Selçuklu Devleti (1092 – 1187) 49. Danişmendler (Sivas-Divriği) Devleti (1092 – 1202) 50. Suriye-Filistin Selçuklu Devleti (1093 – 1117) 51. Harzemşahlar Devleti (1097 – 1231) 52. Hasankeyf Artuklu Devleti (1101 – 1231) 53. Yınaloğulları Devleti (Diyarbakır) (1103 – 1183) 54. Dımaşk Devleti (Şam Atabeyleri 1104 - 1154) 55. Mardin Artuklu Devleti (1108 – 1408) 56. Ahlatşahlar Devleti (Sökmenoğulları Ahlat 1110 – 1207) 57. Zengiler Devleti (Musul Atabeyleri 1127 – 1233) 58. İldenizliler Devleti (Azerbaycan Atabeyleri 1141 – 1255) 59. Salgurlar Devleti (İran 1145 – 1286) 60. Erbil Atabeyleri Devleti (Irak 1146 – 1232) 61. Irak Selçuklu Devleti (1157 – 1194) 62. Eyyubiler Devleti (1171 – 1348) 63. Harput Artuklu Devleti (1185 – 1233) 64. Şemsiler İltutmuş Devleti (Hindistan 1211 – 1266) 65. Altınordu Devleti (Karadeniz kuzeyi 1227 – 1500) 66. Memlük Devleti (Mısır 1250 – 1516) 67. Karamanoğlu Devleti (Konya 1256 – 1483) 68. İnançoğlu Devleti (Ladik 1261 – 1368) 69. Aybeg Devleti (Hindistan 1206 – 1413) 70. Balabanlılar Devleti (Hindistan 1266 – 1290) 71. Pervaneoğlu Devleti (Sinop 1277 – 1322) 72. Eşrefoğlu Devleti (Eğirdir-Beyşehir 1280 – 1326) 73. Menteşeoğlu Devleti (Ege-Akdeniz 1282 – 1389) 74. Karesioğlu Devleti (Balıkesir 1297 – 1360) 75. Candaroğlu Devleti (Kastamonu 1292 – 1460) 76. Delhi Halaçlar Devleti (Hindistan 1290 – 1320) 77. Osmanlı Devleti (Söğüt 1299 – 1922) 78. Hamidoğlu Devleti (Göller bölgesi 1300 – 1391) 79. Germiyanoğlu Devleti (Kütahya 1303 – 1429) 80. Basaraba Devleti (Macaristan 1310 – 1627) 81. Aydınoğlu Devleti (Aydın-İzmir 1310 – 1426) 82. Saruhanoğlu Devleti (Manisa 1310 – 1410) 83. Delhi Tuğluk Devleti (Hindistan 1320 – 1414) 84. Sahip Ata Devleti (Afyon 1320 – 1400) 85. Tekeoğlu Devleti (Antalya 1321 – 1390) 86. Ramazanoğlu Devleti (Çukurova 1370 – 1600) 87. Dulkadiroğlu Devleti (Maraş 1339 – 1521) 88. Eretna Devleti (Sivas 1344 – 1380) 89. Kara Koyunlu Devleti (Erciş 1348 – 1468) 90. Ak Koyunlu Devleti (Diyarbakır 1350 – 1514) 91. Timur Devleti (Semerkand 1370 – 1507) 92. Taceddinoğlu Devleti (Ordu 1378 – 1428) 93. Kadı Burhaneddin Devleti (Sivas-Amasya 1380 – 1400) 94. Özbek Devleti (Orta Asya 1428 – 1599) 95. Kazan Devleti (Kazan Hazar Denizi kuzeyi (1437 – 1552) 96. Kırım Devleti (Bahçesaray Kırım 1440 – 1783) 97. Kasım Han Devleti (Orta Asya 1445 – 1552) 98. Safevi Devleti (Erdebil İran 1456 – 1732) 99. Ejder Han Devleti (Hazar kuzeyi Astrahan 1466 – 1554) 100. Babür Devleti (Hindistan 1494 – 1858) 101. Hive Hanlığı Devleti (Orta Asya 1512 – 1920) 102. Kutupşahlar Devleti (Hind. Haydarabad 1512 – 1687) 103. Tuğrulşah Devleti (Bangladeş 16 yy.) 104. Nogay Han Devleti (Aral Gölü havzası 1557 – 1635) 105. Sibir Devleti (Sibirya 1556 – 1660) 106. Buhara Devleti (Buhara 1599 – 1782) 107. Kaşgar Devleti ( Doğu Türkistan 1407 – 1877) 108. Hokand Devleti (Orta Asya 1710 – 1876) 109. Afşar Devleti (İran 1736 – 1795) 110. Kaçar Devleti (Hazar güneyi İran 1779 – 1925) 111. 1. Doğu Türkistan Devleti (Kaşgar 1826 – 1900) 112. 2. Doğu Türkistan Devleti (Kaşgar 1933 – 1937) 113. Azerbaycan Devleti (Bakü 1918 – 1920) 114. Hatay Devleti (Antakya 1938 – 1939)

29 Eylül 2015 Salı

28 Eylül 2015 Pazartesi

SATILAN CUMHURİYET ÖZELLEŞTİRMELRİ

İk­ti­dar, IM­F’­ye borç kalmadığını ö­vü­ne­re­k açık­la­dı. Ancak, on yıl­lık tab­lo ödemeyi or­ta­ya koy­du. Aşağıdaki liste her şeyi özetliyor.. İk­ti­dar, IM­F’­ye borç kalmadığını ö­vü­ne­re­k açık­la­dı. Ancak, on yıl­lık tab­lo ödemeyi or­ta­ya koy­du. İk­ti­dar, IM­F’­ye borç kalmadığını “ö­vü­ne­re­k” açık­la­dı. An­cak, on yıl­lık tab­lo ödemenin özel­leş­tir­mey­le yapıldığını or­ta­ya koy­du… Türkiye­’nin 10 yıl ön­ce IM­F’­ye 23.5 mil­yar do­lar bor­cu var­dı. Tür­ki­ye­’nin özel sek­tör da­hil o yıl­ki top­lam dış bor­cu da 130 mil­yar do­lar­dı. AKP, ik­ti­da­rı­nın ilk yı­lın­dan iti­ba­ren özel­leş­tir­me­ye hız ver­di. Cum­hu­ri­yet dö­ne­mi bo­yun­ca ya­pı­lan ka­mu­ya ait baş­ta sa­na­yi ol­mak üze­re tüm te­sis­le­ri ar­ka ar­ka­ya sa­tı­şa çı­kar­dı. Bun­la­rın ço­ğu, ik­ti­da­ra ya­kın yer­li ve ya­ban­cı ser­ma­ye ta­ra­fın­dan yok pa­ha­sı­na ka­pı­şıl­dı. AKP ik­ti­da­rı­nın 10 yıl­lık dö­ne­min­de Tür­ki­ye­’nin dış bor­cu, 2012 so­nu iti­ba­riy­le 336 mil­yar do­la­ra yük­sel­di. 38 milyar dolarlık gelir Bu bor­cun 101 mil­yar do­lar­lık kıs­mı­nın ka­mu­ya, 7 mil­yar do­la­rı­nın Mer­kez Ban­ka­sı­’na, 217 mil­yar do­la­rı­nın da özel sek­tö­re ait ol­du­ğu açık­lan­dı. Özel­leş­tir­me İda­re­si Baş­kan­lı­ğı­’nın ka­yıt­la­rı­na gö­re, bu dö­nem­de ara­la­rın­da Türk Te­le­kom, TE­KEL, SE­KA, PET­KİM, TÜP­RAŞ ve Er­de­mir gi­bi sa­na­yi te­sis­le­ri, li­man­la­rın ta­ma­mı, 195 ka­mu te­si­siy­le 2 bin 629 adet ar­sa, bi­na ve loj­man ses­sizce el­den çı­ka­rıl­dı. Ka­mu­ya ait bu var­lık­la­rı­n sa­tı­şın­dan 38 mil­yar 84 mil­yon do­lar­lık ge­lir el­de edil­di. Cum­hu­ri­yet dö­ne­min­de mil­le­tin öde­di­ği ver­gi­ler­le ya­pı­lan te­sis­le­rin sa­tı­şın­dan el­de edi­len ge­lir, IM­F’­ye olan 23.5 mil­yar do­lar­lık bor­cu ka­pat­ma­ya yet­ti. Ar­tan kıs­mıy­la da büt­çe açık­la­rı fi­nan­se edil­di. Hangi yıl hangi tesis SATILDI: YIL 2003 - KAYSERİ’de­ki Tak­san, Bo­lu Ge­re­de­’de­ki Ger­kon­san, SE­KA­’nın Ba­lı­ke­sir, Af­yon, Kas­ta­mo­nu, Ak­su ve Çay­cu­ma iş­let­me­le­riy­le Ta­şu­cu ter­sa­ne ala­nı, TE­KE­L’­in ka­ya tu­zu te­sis­le­ri, Çeş­me, Ku­şa­da­sı, Trab­zon ve Di­ki­li li­man­la­rı, Sü­mer Hol­din­g’­in Me­ri­nos Ha­lı Mar­ka­sı ve Adı­ya­man İş­let­me­si, Tür­ki­ye Zi­ra­i Do­na­tım Ku­ru­mu­’nun Sa­kar­ya iş­let­me­si, İş Ban­ka­sı C, Ar­çe­lik, To­faş, Ün­ye Çi­men­to ve Tür­ki­ye Kal­kın­ma Ban­ka­sı­’na ait ka­mu­nun elin­de­ki his­se­ler­le 277 adet ta­şın­maz, 103 ar­sa ve 90 adet loj­man; YIL 2004 - TE­KE­L’­in al­kol­lü iç­ki­ler bö­lü­mü, Es­ki­şe­hir Do­ğal­gaz Şir­ke­ti (Es­gaz), Art­vin Mur­gul ile Kas­ta­mo­nu Kü­re­’de ba­kır ma­de­ni çı­ka­rıp iş­le­yen Eti Ba­kır, Si­vas ve Ma­lat­ya­’da­ki Div­ri­ği He­kim­han Ma­den İş­let­me­le­ri, Bur­sa Do­ğal­gaz Şir­ke­ti (Bur­sa­gaz), Amas­ya Şe­ker Fab­ri­ka­sı, Kü­tah­ya Tav­şan­lı­’da­ki Eti Gü­müş, Ela­zı­ğ’­da­ki Eti Krom, An­tal­ya­’da­ki Eti Elek­tro­me­ta­lur­ji iş­let­me­le­ri, Ça­ye­li Ba­kır İş­let­me­le­ri, Kü­tah­ya Şe­ker Fab­ri­ka­sı, Tür­ki­ye Güb­re Sa­na­yi şir­ke­ti­ne ait Gem­lik ve İs­tan­bu­l’­da­ki fab­ri­ka­la­rı ile Kü­tah­ya Güb­re Var­lık­la­rı ve Şan­lı­ur­fa de­po­la­rı ara­zi­si, Sü­mer Hol­din­g’­in Ma­lat­ya, Ba­kır­köy ve Di­yar­ba­kır iş­let­me­leri, SE­KA­’nın Ka­ra­ca­su, Ar­da­nuç ve Ak­kuş iş­let­me­le­riy­le An­ka­ra Alım Sa­tım Mü­dür­lü­ğü bi­na­sı, EBÜ­AŞ’­ın Sam­sun So­ğuk Ha­va De­po­su, Ma­ni­sa Kom­bi­na­sı ve ar­sa­sı, Sü­mer Hol­din­g’­e ait Or­ta­do­ğu Tek­no­park şir­ke­ti, Ça­nak­ka­le De­ri, Ma­lat­ya ve Tü­mo­san iş­let­me­le­ri, Tür­ki­ye De­mir Çe­lik İş­let­me­le­ri­’ne ait Kal­kın­ma Ban­ka­sı his­se­le­ri, TE­KE­L’­in Tuz­lu­ca ve Se­ki­li tuz­la­la­rı, Bur­sa İnel­gö­l’­de­ki Kib­rit Fab­ri­ka­sı, Ka­da­de­niz Ba­kır İş­let­me­le­ri­’nin Sam­sun İş­let­me­si, Tür­ki­ye De­niz­ci­lik İş­let­me­le­ri­’ne ait An­ka­ra ve Sam­sun fe­ri­bot­la­rı, THY’­nin 126 mil­yon do­lar­lık his­se­si­ ile 375 adet ta­şın­maz ve loj­man; YIL 2005 - TÜRK Te­le­kom, TE­KE­L’­in si­ga­ra bö­lü­mü, İs­tan­bul Ata­köy Tu­rizm, Ata­köy Otel­ci­lik, Ata­köy Ma­ri­na ve Yat İş­let­me­le­ri, Kon­ya Sey­di­şe­hi­r’­de­ki Eti Alü­min­yum Fab­ri­ka­sı, Kıb­rıs Türk Ha­va Yol­la­rı şir­ke­ti, Ada­pa­za­rı Şe­ker Fab­ri­ka­sı, Tür­ki­ye De­niz İş­let­me­le­ri­’nin Ka­ra­de­niz ve Tu­ran Emek­siz ge­mi­le­ri ile şe­hir hat­la­rı hiz­met­le­ri ve ge­mi­le­ri, TE­KE­L’­in Kris­tal Tuz Ra­fi­ne­ri­si ile Ka­ğız­man Tuz­la­sı, Sü­mer Hol­din­g’­in İs­tan­bul İmar Şir­ke­ti, Bey­koz İş­let­me­si, ma­ki­na ve teç­hi­zat­la­rı, Tür­ki­ye Güb­re Sa­na­yi­’nin Sam­sun Güb­re Fab­ri­ka­sı ve Or­du Fat­sa ile Te­kir­dağ de­po­la­rı, DSİ, Ba­yın­dır­lık Ba­kan­lı­ğı ve Ka­ra­yol­la­rı­’nın Kay­se­ri Er­ci­ye­s’­te­ki sos­yal te­sis­le­ri, Sü­mer Hol­din­g’­in Asel­sa­n’­da­ki his­se­si, Sa­rı­ka­mış ve Ter­can iş­let­me­le­ri, Ye­şi­lo­va Ha­lı ve Bat­ta­ni­ye Fab­ri­ka­sı, Emek­li San­dı­ğı­’nın Ku­şa­da­sı Ta­til Kö­yü ile İs­tan­bul Hil­ton Ote­li, THY’­nin USA­Ş’­ta­ki his­se­si, TOP­RAŞ ve PET­Kİ­M’­de­ki ka­mu his­se­le­ri­nin bir bö­lü­müy­le 120 ta­şın­maz ile 41 adet ar­sa; YIL 2006 - TÜP­RAŞ, Er­de­mir, Ba­şak Si­gor­ta ve Ba­şak Emek­li­lik, TE­KE­L’­in Ka­ya­cık, Yav­şan ve Kal­dı­rım tuz­la­la­rı, TE­KE­L’­in ikiz ku­le­ler ola­rak bi­li­nen An­ka­ra Baş­mü­dür­lük Bi­na­sı ve Bod­rum te­sis­le­ri, Emek­li San­dı­ğı­’nın baş­kent­te­ki Bü­yük An­ka­ra Ote­li ve Kı­zı­lay Emek İş­ha­nı, İz­- mi­r’­de­ki Bü­yük Efes Ote­li, İs­tan­bu­l’­da­ki Bü­yük Ta­rab­ya Ote­li, Tür­ki­ye De­niz­ci­lik İş­let­me­le­ri­’nin Ya­kıt-2 ge­mi­si, Ça­nak­ka­le Şe­hir Hat­la­rı Hiz­met­le­riy­le 9 ge­mi­si, THY’­ye ait ka­mu his­se­le­ri­nin bir bö­lü­müy­le 350 adet dai­re, ar­sa ve ta­şın­maz; YIL 2007 - TCDİ- De­ve­ci Ma­den Sa­ha­sı İş­let­me Hak­kı, TCDD Mer­sin Li­ma­nı, KGM İs­tan­bul Le­vent Ar­sa­sı, Sü­mer Hol­ding- BU­MAS, Araç Mu­aye­ne İs­tas­yo­nunun 1.-2. böl­gesi, Emek­li San­dı­ğı Mül­ki­ye­ti Bur­sa Çe­lik Pa­las Otel, Tür­ki­ye Halk Ban­ka­sı, 245 adet dai­re, ar­sa ve ta­şın­maz; YIL 2008 - Pet­kİm Pet­ro­kim­ya Hol­ding A.Ş., Sü­mer Hol­ding NİT­RO-MAK Ma­ki­ne Kim­ya Nit­ro No­bel Kim­ya Sa­na­yi A.Ş.’nin yüz­de 33.5 his­se­si, Te­kel ve Si­ga­ra Sa­na­yi­i İş­let­me­le­ri ve Ti­ca­re­ti A.Ş., An­ka­ra Do­ğal Elek­trik Üre­tim ve Ti­ca­ret A.Ş.’nin 9 san­tra­li, Te­kel ve Si­ga­ra Sa­na­yi İş­let­me­le­ri’­ne ait Pi­po ve Nar­gi­le Mar­ka­la­rı, Türk Te­le­ko­mü­ni­kas­yon ve 196 adet dai­re, ar­sa ve ta­şın­maz; YIL 2009 - TE­DAŞ Baş­kent Elek­trik Da­ğı­tım A.Ş., TE­DAŞ Sa­kar­ya Elek­trik Da­ğı­tım A.Ş., TE­KEL Kas­ta­mo­nu Jüt İp­li­ği Fab. Ma­ki­ne ve tec­hi­za­tı, TE­DAŞ Kon­ya Me­ram Elek­trik Da­ğı­tım A.Ş. ve 140 adet dai­re, ar­sa ve ta­şın­maz; YIL 2010 - TCDD’­nin Sam­sun ve Ban­dır­ma li­man­la­rı, TE­KE­L’­in Ça­mal­tı ve Ay­va­lık tuz­la­la­rı, Es­ki­şe­hir Os­man­ga­zi, Çam­lı­bel, Ulu­dağ, Ço­ruh, Ye­şi­lır­mak ve Fı­rat elek­trik da­ğı­tım şir­ket­le­ri, Sü­mer Hol­din­g’­in An­tal­ya Ba­rit ve Mer­sin Ta­şu­cu iş­let­me­le­riy­le 205 adet dai­re, ar­sa ve ta­şın­maz; YIL 2011 - Bay­burt, Çe­miş­ge­zek, Gir­le­vik, Bün­yan, Ça­mar­dı, Pı­nar­ba­şı, Sı­zır, İz­nik, De­re­köy, İne­göl, Cer­rah, Mus­ta­fa­ke­mal­pa­şa, Su­uç­tu, Çağ Çağ, Ot­lu­ca, Ulu­de­re, Adil­ce­vaz, Ah­lat, Ma­laz­girt, Var­to, De­ğir­men­de­re, Ka­ra­çay, Ku­zu­cu­lu, Tu­run­ço­va, Fi­ni­ke, Ka­ya­di­bi, Bes­ni, Der­ne, Er­ke­nek, Ker­nek ve Ko­va­da 1-2 akar­su san­tral­le­ri, İs­ken­de­run Li­ma­nı, Trak­ya Elek­trik Da­ğı­tım şir­ke­tiy­le 195 adet dai­re, ar­sa ve taşın­maz; YIL 2012 - ASEL­SA­N’­ın yüz­de 77 his­se­si, PET­Kİ­M’­in yüz­de 10 his­se­si, Kay­se­ri Elek­tri­k’­in yüz­de 20 his­se­si, Bey­ko­z’­da­ki is­ke­le ve rıh­tım, Halk Ban­ka­sı­’nın yüz­de 24 his­se­siy­le 192 adet dai­re, ar­sa ve ta­şın­maz; Beğen Yorum Yap Paylaş Tuba Evren bunu beğendi. Yorumlar Kadir Dinçer Yorum yaz... Dosya Seç

27 Eylül 2015 Pazar

kuranda olmayanlar

Kur’an’da olmayanlar: Başörtüsü, türban, çarşaf, peçe kadına dayak kadın haklarının kısıtlanması kadınların çalıştırılmaması, yöneticilik yapamaması bir erkek şahit eşittir iki kadın şahitin günümüzde geçerli olması haremlik, selamlık hadisler, dinin hadislere dayandırılması mezhepler, tarikatlar halifelik, şeyhülislamlık, dini liderlik Allahla kul arasında aracı, ruhban sınıfı, hoca, hocaefendi, evliya, molla, şeyh, şıh gibilerinin olması dini kıyafet türbe Kabe dışında kutsal mekan erkeklerin sünnet olması Arapça ibadet zorunluluğu hafta tatili, namazla ilgili 5 diye bir rakam Bayram namazlarının farz oluşu 16 rekat Cuma namazı teravih namaz kılmayanın cezalandırılması namaz kılmayanın cehennemde azap çekeceği Cuma namazı kılmayanın dinden çıkarılacağı kadınların Cuma namazı kılmaması Kabe’ye dönülmeden kılınan namazın geçersiz olması kadın ve erkeğin birlikte namaz kılması namazın Allah ile Peygamber arasında pazarlıklarla belirlendiği imam, müezzin, vaizlerin kadrolu ve maaşlı olması Yahudilerin lanetli olduğu ölülerin 7-40-52. geceleri mevlüt vekaletle ölüler yerine hacca gitmek dini nikah ya da imam nikahı denilen resmi olmayan kayıtsız nikah çok eşliliğin bütün toplumlar ve zamanlar için geçerli olması cariyelik takı, heykel, resim, müzik yasakları mehdi, deccal alkolün içki dışında da haram olması adet halindeyken namaz kılanamayacağı adet halindeyken oruç tutulamayacağı abdestsiz Kur’an okunamayacağı deniz mahsullerinin haram olması zemzemin şifalı olduğu Kutlu doğum haftası Ramazan ve Kurban Bayramları dışında dini günler ve kutlamalar. İlahiyat Profesörü Yaşar Nuri Öztürk

vıcks

Aklınızda Bulunsun, Sibel Gündoğan ve 5 diğer kişi ile birlikte 17 Kasım 2013 · VICKS çocukluğumuzdan günümüze kullanılan bir merhemdir. İçinde bulunan kafur ve mentol sayesinde sürülen noktalarda ki kılcal damarları genişleterek toksin attırır ve ağrıyı azaltır. Ayrıca ökaliptol, terebentin, mentol sayesinde solunum yollarını düzenler, akciğerlerde salgıyı arttırır. VICKS’i sadece solunum yolları için kullanıyorsanız yanılıyorsunuz. İşte, VICKS’in bilinmeyen faydaları ; viks Gece yatarken ayak tabanlarınıza VICKS sürün, ovalayarak yedirin ve çoraplarını giyin. Öksürüğünüz varsa hemen kesildiğini fark edeceksiniz. Özellikle gece oluşan öksürükleri bu uygulama hemen durdurur. Uzun yürüyüşler ve spor sonrası oluşan kas ağrılarında Vicks ağrıyı giderir ve rahatlatır. Bu nedenle ağrıyan kaslarınızın üzerine merhemi yedirerek sürmek çok etkilidir. mantar Ayak tırnaklarınızda tırnak mantarı varsa, Viks’i kullanın. Tırnaklara yaklaşık 2 hafta kadar viks sürdüğünüzde zamanla rengi koyulaşacak ve mantarlar ölecektir. Normal ve sağlıklı tırnaklar çıkmaya başlayacaktır. Darbe sonucu veya düşme ile oluşan morarmalar da ve şişmeler de kullanılan viks, bölgeyi rahatlatır. Morluklar oluşmaz, şişmeler iner.Baş ağrısında alnınıza süreceğiniz bir miktar viks, basıncı azaltarak ağrıyı hafifletir. uyku Uyku probleminiz varsa, ılık su içine atılan viks’i odanızda bırakın. Viks’in buharı odayı doldurduktan sonra çok rahat uyuduğunuzu fark edeceksiniz. Enfeksiyon kapmayı önlemek için yaralandığınızda viks kullanabilirsiniz. Evinizde kedi besliyorsanız, kediler tırmalamayı severler. Kedinizin en çok tırmaladığı alana bir parça viks kullanın. Kokusu kedinizin o noktaya gitmesini engelleyecektir. soğuk algınlığı Bir kene tarafından ısırıldığınızı fark ederseniz hemen oraya viks sürün. Güçlü olan kokusu kenenin hemen kendini bırakmasını sağlayacaktır. Sivrisinekler tarafından çok ısırılıyorsanız açıkta kalan yerlerinize bir miktar viks sürün. Sivrisinekler sizi ısırmayacaktır. Ayrıca sivrisinek ısırığına sürülen viks, kaşıntıyı keser. Gripseniz ve kendinizi kötü hissediyor ve hırıltılı öksürüğünüz varsa, göğsünüze veya sırtınıza viks sürün. Birer gazete kağıdı ile üstünü kapatın ve kıyafetlerinizi giyin. Göğsünüz yumuşayacak ve öksürük ortadan kalkacaktır. SEVDİKLERİNİZDE OKUYABİLSİN DİYE LÜTFEN PAYLAŞALIM Alıntıdır..

14 Eylül 2015 Pazartesi

türk soykırımı

Tarih Tarih "Avrupa soykırımdan bahsediyor. Soykırım Balkanlar'da olmuştur. Her ulus istilasında Bulgar, Sırp, Yunan, bizim Türklerimizi katletmiştir, soykırım orada olmuştur. Ben Avrupa tarihine inanmam, Avrupa tarihi bizim tarihimizi tahrip etmiştir, benim bütün hayatım bu tahrifatı düzeltmekle geçti. Eğer, herhangi bir şey için övüneceksem bunun için övünürüm. Avrupa'nın yalanlarını yüzlerine vuruyorum. Bunun için çalıştım. Lisanlar öğrendim, seyahatler yaptım, arşivlerde toz toprak içinde çalıştım. Bir asker gibi bunun için çalıştım. Avrupa bize hiçbir zaman dost olmadı. Bugün de geleneksel düşmanımızın maşası halinde. Onlara katılmak için müzakere yapıyoruz, önümüze Yunan'ın davalarını getiriyorlar. 'Papadopulos'un isteklerini kabul ederseniz müzakereye devam ederiz' diyorlar. Avrupa bu durumda. Papa, 1 hafta sonra gelecek. 'Türkiye'yi Avrupa'ya kabul etmeyin' diyor. Papa'nın sözleri mukaddes, Avrupa'daki bütün Katolik dünyası onun sözünü dikkate alıyor. Türkiye çok güçleniyor, Avrupa da bundan korkuyor ve bizi parçalamak istiyor. Çünkü Türkiye, Ortadoğu'da oldukça parçalayamaz, Türkiye'yi bağımlı yapamaz. Ama parçalayarak bağımlı yapmaya çalışıyorlar. Bizde AB sevdası var, AB bizi anlamıyor. Bizim diplomatlarımızın, hükümetlerimizin, medyamızın bu rehaveti karşısında tekrar isyan damarlarım kalkıyor. Avrupa kapitalizmi, Avrupa'nın refahı Türkiye sayesindedir." - Halil İnalcık, 31 Ekim 2006'da Balıkesir Üniversitesi'nde ayakta alkışlanan konuşması.

13 Eylül 2015 Pazar

ikiz yasalar ne diyor !

Turkish Forum İKİZ YASALAR: KÜRDİSTAN’A GİDEN YOL İkiz yasalar konusunda birçok yazı yazıldı, bir çok kişi içeriğini bilmese de adını biliyor. Peki ikiz yasaların gerçekte ne olduğunu ve bizi nereye götüreceğini biliyor musunuz? Son günlerde yaşanan gelişmelerin tamamında ikiz yasaların parmağı vardır. Öncelikle ikiz yasaların ne olduğuna ve ne zaman yürürlüğe girdiğine bir göz atalım. İkiz yasalar, T.B.M.M.’nin 04/06/2003 tarihli oturumda kabul edildi. Dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından da onaylandı ve resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girdi. İkiz yasalar BM tarafından 1966 yılında kabul edildi 1976 yılında ise yürürlüğe girdi. 2003’den önce birkaç defa BM tarafından Türkiye’ye dayatılan bu yasalar dönemin hükümetlerince reddedildi. Lakin 2003’de AKP hükümeti BM’nin tarafı olduğu bu yasaları oylayarak meclisten geçirdi. Yani ikiz yasalar bir uluslar arası anlaşmadır ve bağlıyıcı niteliği vardır. Bu bağlayıcılık gereğince BM, bu sözleşmelerde yer alan ortak hükümle, BM bünyesinde oluşturulacak komisyon ve komiteler aracılığı ile Türkiye’de denetim yapma hakkına sahiptir. Üstelik, bu sözleşmeleri onaylayan TBMM’nin daha sonra bu sözleşmelerin içeriğini değiştirme hakkı ve olanağı da yoktur. Ayrıca, Anayasanın 15. maddesinde; savaş, seferberlik, sıkıyönetim gibi olağanüstü hallerde dahi bu sözleşmelerde yer alan “hakların” kısıtlanamayacağı öngörülmüştür. İKİZ YASALAR NE SÖYLÜYOR? Şimdi gelelin can alıcı bölüme. Bu haklar nelerdir? Yani ikiz yasalar bize ne sunuyor, ne söylüyor? 1. Bütün halklar kendi kaderlerini tayin hakkına sahiptir. Bu hak vasıtasıyla halklar kendi siyasal statülerini serbestçe tayin edebilir ve ekonomik, sosyal ve siyasal gelişmelerini serbestçe sürdürebilirler. 2. Bütün halklar, doğal kaynakları ve zenginlikleri üzerinde kendi yararına serbestçe tasarrufta bulunabilir. Bir halk sahip olduğu maddi kaynaklardan hiçbir koşulda yoksun bırakılamaz. 3. Bu sözleşmeye taraf bütün devletler, kendi kaderini tayin hakkının gerçekleştirilmesi için çaba gösterir ve Birleşmiş Milletler şartının hükümlerine uygun olarak bu hakka saygı gösterir. denmektedir. Peki bu yasalar nasıl aktif olur? Hayata nasıl geçirilir? İkiz yasaların uygulanması yani yukarıdaki maddelerin geçerlilik kazanması için TBMM’den veya hükümet kararıyla kendi hakkını tayin etmek isteyen bölge, şehir, halk veya yerel yönetim için bölgesel bir plebisit yapılır. Yani yerel referandum. Bu referandumda sandığa gidenler biz kendi hakkımızı tayin etmek istiyoruz derse yukarıdaki maddeler aktif olur ve bağımsızlıklarını kazanırlar. Şimdi gelelim neyin neden olduğuna… Hatırlayalım, PKK ve HDP’nin çözüm sürecindeki en önemli talepleri Özerklik idi. Bu talebe bu süreçte birçok siyasi parti, lider, aydın destek verdi ancak AKP sürecin içine özerkliği dahil etmedi. HDP ve PKK’nın bu hamlesi kendileri açısından akıllıca bir hamleydi. Çünkü özerk olan bir yerel yönetim, TBMM veya Hükümet tarafından alınan referandum kararı olmadan kendi referandumunu yapma hakkına sahip olacaktı. Yani bir başak değişle özerkleşen HDP’li şehirler bir referandum ile bağımsızlıklarını ilan edebileceklerdi. Lakin özerkliğin resmi olarak kabul edilmemesi ve açılım paketine girmemesiyle bu sorun ortadan kalkmış gibi gözüktü hepimize. Oysa gerçek bu değil. Terörün son 2 ayda yeniden başlamasıyla ikiz yasalar doğrudan ortantılır. Birçoğumuzun iddia ettiği şekliyle terörü başlatan AKP değildir. Ya da en azından tek başına. Açılım süreciyle özerklik hakkını elde edemeyen PKK ve HDP bunu başka bir yoldan elde etmeyi ve ikiz yasaları aktif etmeyi hedeflemiştir. Hatırlayınız. Son 1 ayda bölgedeki neredeyse bütün il ve ilçelerde HDP’li yönetimler özerklik ilan etti. Bizler de bir geçerliliği yok diye ciddiye almadık. Halbu ki mesele bizim anayasamıza göre resmi geçerliliği olup olmaması değil bu özerkliği tanıyacak olan BM’ye göre geçerliliğinin olup olmamasıdır. Zira HDP’lilerin yapmaya çalıştığı şey de tam budur. Bölgede özerklik ilan edip BM’nin bunu tanımasını sağlayacaklar. Demirtaş ve diğer HDŞP’lilerin NATO’yu göreve çağırmasının, BM’yi göreve çağırmasının ve diğer yurtdışı temaslarının altında yatan gerçek budur. Özerliklerinin tanınması için lobi faaliyeti yürütüyorlar. Peki BM bu özerkliği tanırsa ne olur? İşte o zaman HDP’li belediyeler yerel referanduma giderk bağımsızlıklarını ilan ederler. Bu durumda Türkiye’nin yapacağı hiç bir şey yoktur. Zira ikiz yasalar gereği Türkiye bunu kabul etmek zorundadır. Aksi halde BM’ye Türkiye’ye müdahale etme ve özerklik ilan edilen bölgelerde bir barış gücü konuşlandırma hakkı doğar. Hasip Kaplan2ın ve bölgedeki diğer yerel yöneticilerin son günlerdeki açıklamaları da bu kapsamdadır. BM’yi bir etnik savaş yapıldığına ikna etmek, bir iç savaş yapıldığına ikna etmek ve özerkliği tanımasını sağlamak. Bu olduğunda türk Ordusu ve polisinin bölgede bir hükmü kalmıyor. Tabi devlet yöneticilerinin de. Eğer buna askeri olarak karşı çıkmaya kalkarsanız da doğrudan BM ile savaşır konuma düşersiniz. Bu durumda da size NATO müdahale eder. Kısacası son günlerde yaşanan gelişmelerin tamamı bu plana hizmet ediyor. Batı’da Kürtlerin linç edilmesi, iş yerlerinin yakılması ve yapmalanması, BM’nin HDP’nin söylemine dayanak bulması için ya da bir başak değişle kitabına uydurması için önemli doneler. Benim şahsi görüşüm AKP’nin de bu işin içinde olduğu. Yani özerklik referandumunu TBMM’den geçiremeyeceği için böyle bir yola başvurduğu. Yani AKP ile PKK’nın bu konuda bir danışıklı-dövüş yaptıkları. Yaşanan bütün gelişmeler süreci bu sonuca doğru yontuyor. Dahası bu sonucu ulaşmamak için de yine o evlerini, iş yerlerini yaktığınız, terörist ilan ettiğiniz, hepsi ölsün dediğiniz Kürt halkına muhtacız. Zira yapılacak referandumda onların hayır demesi için hala birlikte yaşama, ülkenin bütünlüğüne ve devletin onları önemsediğine sorunlarına çözüm bulduğuna ve Türk-Kürt kardeşliğine kanaat etmeleri ve inanmaları gerekiyor. Uzun lafın kısası. Kendisine vatanı savunuyorum diyenler, yurtseverim diyenler veya milliyetçiyim diyenler bu ülkenin fiilen ve fikren bölünmesine sebep olacak davranışlardan kaçınmalıdır. Aksi halde bir bakmışsınız Türkiye, Yugoslavya’ya dönmüş… Armağan Yılmaz The Expose

bahri şenkal ...din-i darlar adına özür diledi.

SEVGİLİ CHP’LİLER, SOLCULAR, KEMALİSTLER SİZLERDEN ÖZÜR DİLİYORUM LÜTFEN HAKKINIZI HELAL EDİNİZ.. Cemaat yazarı Bahri Şenkal bir yazı yazmış ki.. İşte o yazıdan birkaç satır: “-Şimdi yaşayarak anladık ki; dindar insanların çoğunun din ile iman ile bir ilgileri yokmuş!.” “-Dindar insanların dinimizin olmazsa olmazı olan “Hak ve hukuk” ile bir ilgileri yokmuş!.” “-Dindarların, dinimizin insanı “insan” yapan, Müslümanı “Müslüman” yapan, “Şefkat, merhamet, nezaket, adalet ve empati “ ile hiçbir ilgileri yokmuş!..” “-Dindarların din dedikleri İslam dini değil, tam anlamıyla bir dağ kanunuymuş!..” “-Dün sizlerin ısrarla savunduğu gibi her şeyden önce ADALET’miş.. ama biz dini sadece İBADET zannediyorduk!..” Bence siz; Bahri Şenkal’ın yazısını üşenmeyin, hepsini okuyun.. ***** İşte o yazının tamamı CHPLİLERDEN SOLCU VE KEMALİSTLERDEN ÖZÜR DİLİYORUM!.. Sevgili CHP’li, solcu ve Kemalistler!.. Sizlerden şahsım adına özür diliyorum!.. Sizlerden samimi dindar ve muhafazakar insanlarımız adına özür diliyorum!.. Milletimiz adına özür diliyorum.!.. Cumhuriyet adına özür diliyorum!.. Demokrasi ve laiklik adına özür diliyorum!.. İnsanlık ve insan hakları adına özür diliyorum!.. Hak, hukuk, adalet adına özür diliyorum!.. Özgürlük adına özür diliyorum!.. Özür diliyorum zira biz sizleri anlayamamışız!.. Sizler bizlere, “Gerici, yobaz, bağnaz, geri kafalı” derken anlatmak istediğiniz şeyler varmış ama bizler anlayamıyormuşuz!.. Bizlere “dinci “ derken anlatmak istediğiniz şeyler varmış ama biz önyargılarımızdan dolayı anlayamıyormuşuz!.. Ya da anlamak istemiyormuşuz!.. “Biz de Müslümanız!” derken sizi kabullenmek istemiyormuşuz!.. “İnancımız bizim içimizde” derken söylemek istediğinizi düşünemiyormuşuz!.. “Din Allah ile kul arasında kimseyi ilgilendirmez!” derken ne demek istediğinizi anlamak istemiyormuşuz!.. “Cami yapacağınıza okul yapın, uygar insanlar yetiştirin!” derken ne demek istediğinizi ancak şimdi anlayabiliyoruz!.. Evet, genel anlamda biz dindarlar gerçekten “Gerici ve yobazmışız!” Dindar insanları öcü gibi göstermek isterken gerçekten haklıymışsınız!.. Evet, çok şükür sizleri nihayet anlayabiliyoruz!.. Bizim içimizdeki o canavar ruhu biz fark edemiyormuşuz ama siz hissediyormuşsunuz!.. Belki de yaşadığınız şeyler vardı!.. Yok yok, mutlaka yaşadığınız şeyler vardı ama biz onları görmek istemiyorduk!.. Görmek istemiyorduk zira taraftar mantığıyla hareket ediyorduk!.. Öz eleştiri yapmıyorduk!.. Şimdi yaşayarak anladık ki dindar insanların çoğunun din ile iman ile bir ilgileri yokmuş!.. Dindar insanların dinimizin olmazsa olmazı olan “Hak ve hukuk” ile bir ilgileri yokmuş!.. Dindarların, dinimizin insanı “insan” yapan Müslümanı “Müslüman” yapan “Şefkat, merhamet, nezaket, adalet ve empati “ ile hiçbir ilgileri yokmuş!.. Dindarların din dedikleri İslam dini değil tam anlamıyla bir dağ kanunuymuş!.. Belki siz de masum değilsiniz!.. Belki sizin taraf da şimdikilerin yaptığına benzer zulümler yaptınız!.. Belki samimi dindarlarla münafıkları aynı kefeye koydunuz!.. Belki siz de yargısız infazlar yaptınız!.. Aslında belkisi yok, yaptınız ya da sizler adına içinizden birileri yaptı, ama ben inanıyorum ki bunlar kadar yapmadınız!.. Siz ne kadar zulmetseniz de yine de bizleri az çok dinliyordunuz!. Bunlar hiç dinlemiyorlar!.. Bunlar kendileri gibi aynı camiye gidenleri aynı kıbleye yönelenleri, aynı secdeye eğilenleri bile dinlemiyorlar!.. Dinlemek bir yana insan yerine hatta canlı yerine bile koymuyorlar!.. Sizler bizle kavga etseniz, zulmetseniz bile bizim varlığımızı kabul ediyordunuz!.. Bunlar hiç kabul etmiyorlar!.. Tamamen yok sayıyorlar!.. Evet, sizler de zulmediyordunuz ama bunlar kadar “Küfür, hakaret ve iftira” etmiyordunuz!.. Bizler sizlere belki “Dinsiz, imansız” diyorduk ama sizlerin de değerleri varmış!.. Belki sizler de tam anlamıyla cumhuriyetçi değildiniz!.. Belki tam anlamıyla demokrat da değildiniz!.. Belki gerçek anlamda laik düşünceli de değildiniz!.. Ama her şeye rağmen değerleriniz vardı!.. Bunların hiçbir değeri yok!.. Sizler hakka, hukuka çok dikkat ederdiniz ama biz bunu bile yanlış anlardık!.. Hak, hukuk gibi dini ve evrensel değerleri bile size yakıştıramıyorduk!.. En güzel değerleri bile ideolojik buluyor ve küçümsüyorduk!.. Dün sizlerin ısrarla savunduğu gibi her şeyden önce “adalet”miş ama biz dini sadece “ibadet “ zannediyorduk!.. Evet, sevgili Chpli, solcu ve Kemalist kardeşlerim. Sizlerin bize öğretemediklerini ya da yanlış yönetmeler kullanarak öğretemediklerinizi Allah bize yaşatarak öğretti.. Sizlerden tekrar özür diliyorum!.. Lütfen hakkınızı helal ediniz!..