9 Aralık 2017 Cumartesi

BOP ve diyarbakır

https://www.youtube.com/watch?v=6oSfiOnFvQo

OĞUZ TOLGA YAZISI

https://www.facebook.com/oguz.tolga.77/posts/1117117878424289?hc_location=ufi

DİPLOMA MESELESİ

Oğuz Tolga, 2 yeni fotoğraf ekledi. 11 Ekim · 10 AYDIR SÜREN ERDOĞAN'IN SAHTE DİPLOMA SORUŞTURMASINI ANKARA CUMHURİYET BAŞSAVCISI YÜKSEL KOCAMAN VE +YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI MEHMET AKARCAYA TEKRAR SORDUM.BU METNİ BASIP POSTALAYIN,SİZ DE SORUN Sayın Yüksel Kocaman Ankara Cumhuriyet Baş Savcısı Ankara Adalet Sarayı Atatürk Bulvarı Sıhhiye Ankara 1 Ekim 2017 Sayın Kocaman, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığından yaptığım Suç Duyurusu, Sayın Savcılığınızca Soruşturmaya çevrilmiş ve Recep Tayyip Erdoğan’ın sahte diploma ile 1994den beri Resmi evrak Sahteciliği ile Nitelikli Zincirleme Dolandırıcılık Yaptığı iddiamız resmi kayıtlara geçmiştir. .(İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı 2016/112746) Yüksek Seçim Kuruluna yaptığım ve Ömer Faruk Eminağaoğlu’nun yaptığı ve “soyut iddialar diyerek geri çevrilen ”Tam Kanunsuzluk “temelli başvurum ve Recep Tayyip Erdoğan’ın hemen görevden alınması talebim, Sahte Diploma ile ilgili Mahkeme Kararı olmadığından ret edilmiştir. Ret mektubunda YSK açıkça taraf tutmakta ve 2014 Cumhurbaşkanlığı Seçiminde yapması gereken kontrolleri ihmal, savsaklama, tarafgirlik ve Erdoğan korkusundan yapmamasına rağmen başvurumun haklı olmasına tahammül edememiş ve her zaman olduğu gibi Erdoğan ve AKP leyhinde bir karar vermiştir. YSK kararının altında imzası olan Haklarında “teşekkül oluşturarak suçu ve suçluyu korumak, görevi kasıtlı ihmal””den suç duyurusu yapmaya ve Anayasa Mahkemesine başvuruya hazırlanmaktayım . Ek olarak size DİPLOMASIZ ve KOZİNOĞLU kitabını yolluyorum. Bana inanın ki 66 yaşındayım ve ceza görmemiş hiçbir siyasi hırsızlık ve dolandırıcılığa rastlamadım. AKP, Erdoğan ve ailesi Eninde sonunda yargılanacaklardır. Asla Yargılanmaktan kurtulamazlar. İşte sizin yapmanız gereken çok açık ve net olan SAHTE DİPLOMAsını kanıtlamaktır. Sadece yukarıdaki Avukat Beyanı bile AİHM nezdine suçun karinesidir. Sizi bu konuda tekrar uyarmayı bir vatandaşlık görevi sayıyorum. Gerek benim gerekse de Ahmet Davran adlı şahsın başvurularında da görüleceği üzere Noter tastiki bile sahte olan “”tastikin tastiki “”belgelerle ve daha sonra bilgilerilerinize sunduğum konularla ilgili ne tür gelişmeler olduğunu bir vatandaş olarak merak etmekteyim. http://www.cumhuriyet.com.tr/…/Erdogan_in_avukatindan_kafa_… Sayın Başsavcı; Açılan soruşturmanız sırasında, 1..Recep Tayyip Erdoğan’ın Üniversite diplomasının aslının eğer kayıpsa kaybolduğuna dair verilen gazete ilanını ve Marmara Üniversitesine yaptığı başvurunun kopyasını Recep Tayyip Erdoğan’dan istediniz mi? Ahmet Davran adlı şahsın davasında Erdoğan’ın Avukatının verdiği 2 yıllık diploma yeter savunmasının aslını ve 2 yıllık diploma koyduysa diplomasını M .Ü. Diploma Defteri sayfasının ve 4 yılda aldığı not cetvelinin(Transkript)i İmam Hatip Lisesi Kütüğünü Eyüp Lisesi Fark Sınav Diploma Kütüğünü, TSK Askerlik Görevi için verilen Diplomasını, Emniyet Genel Müdürlüğüne 1988 yılında Ehliyet Almak için verilen diplomasını Başbakanlık MİT Müsteşarlığının konu hakkındaki resmi kayıtlarını Diplomayı tastikleyen İstanbul 15.ci Noter 1113 nolu yevmiye kaydını ilgili makamlardan talep ettiniz mi? 2.Karanlıkta Kalan Wikileaks, ve Alman Milletvekilinin Avrupa Mal varlığı ve ABD Büyükelçisi Eric Edelman’ın iddialarının aklanabilmesi için, İsviçre Federal Hükümetinden R.Tayyip Erdoğan ve Aile fertleriyle Damat ve Gelinlerinin ,Kasa adamları “Remzi Gür ve Hasan Yeşildağ başta olmak üzere daha sonra vereceğimiz listedeki isimlerin 1994-2017 arası “”numaralı hesaplarının olup olmadığını ve bu hesaplara tüm yapılan işlemleri” istediniz mi? Bildiğiniz üzere Numaralı hesapla kapatılabilir ama asla silinmez. Kara para olarak nitelendirilen RÜŞVET in de bilgileri talep eden ülkeye hemen verilmek zorundadır 4.Ergenekon Mahkemesi 82 .ci Celsesinde R.Tayyip Erdoğan’a yapılan açık ve net “VATANA İSVİÇRE HESAPLARI ŞANTAJIYLA İHANET” suçlaması ile gerçeği açığa çıkartabilmek ve R. Tayyip Erdoğan’ın AKLANABİLMESİNİ sağlamak amacıyla soruşturma açılmasını istediniz mi? -ABD Hükümetinden Şantajın resmen sorulması için Dış İşleri Bakanlığımıza yazılmasını, -ABD Büyükelçisi ve Şantajla suçlanan B.Elçi Eric Edelman’ın ifadesine başvurulmasını -Şantaj CDsini izlediğini ifade eden Hayrullah Mahmud Özgür’ün ve CDnin varlığından haberli olup Cem Uzan’a satılması sırasında pazarlığı izleyen Cem Uzan Cüneyt Zapsu Can Ataklı Fatih Çekirge Doğu Perinçek Kaşif Kozinoğlu sırları kitabını yazan Ergün Gedek ve İşçi(Vatan)Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ve İstihbarat Daire eski Başkanı Emekli General İsmail Hakkı Pekin’in tanık olarak dinlenmesini, Jandarma Genel Komutanlığında Yapılan Hayrullah Mahmud Özgür soruşturmasının CD’sinin de getirtilerek Şantaj CD’si konusundaki sorgunun detaylarına inilmesini Talep ettiniz mi? 5.Yine Halen Karanlıkta kalan 17-25 Aralık Tapelerinin tümünün Adli Tıp Raporlarıyla birlikte getirtilip dinlenmesini ve şüpheliler hakkında uygun görülürse SUÇ DUYURUSU yapılmasını talep ettiniz mi? ( Tüm tapeler internette mevcuttur) 6.Mal beyanı yasasına aykırı olarak evde 30 Milyon Euro kalmasının suçlusu için Sayın Mahkemenizin “SUÇ DUYURUSUNDA” bulunmasını ve R.Tayyip Erdoğan Usul ve füruğunun mal varlıkları beyanlarının mahkemenize getirtilmesini talep ettiniz mi? Sayın Başsavcı; Bildiğiniz üzere “Ben Ergenekon Davasının Savcısıyım” diyen ve Savcı Zekeriya Öz’e kendi zırhlı otosunu veren Recep Tayyip Erdoğan, aynı savcı ve hakimleri 600 yıl hapis isteğiyle yargılatmaktadır ve “Ben Bu Davanın Savcısıyım lafını da unutmuştur ”Korkudan CHP dışında kimse de kendisine hatırlatamamaktadır . Sayın Başsavcı, Cumhuriyet Devrimleri batının 600yılda başardıklarını 1950yılına kadar başarmıştır. Sanmayınız ki 3-5 yobazın hükümet olmasıyla bu gidiş geri çevrilebilir. AKP Anayasa Mahkemesi Kararuyla “İrtica Odağıdır” Mahkum edilmiş cezalandırılmıştır. Yaptıkları yanına bırakılmayacak her türlü kanunsuzluktan teker teker yargılanacaklardır. Çünkü;Biz hala size güveniyoruz. SİZE NEDEN CUMHURİYET SAVCISI DENİR BİLİYOR MUSUNUZ? Lozan'da doktora yaptıktan sonra Atatürk tarafından "Hukuk Reformu yapmakla" görevlendirilen Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt, savcılar için "Cumhuriyet Savcısı" unvanının isim babasıdır. Atatürk'ün huzurunda "Hukuk Reformu" için fikir fırtınası yapılırken, Mahmut Esat Bozkurt çok tepki alır ve sıkıştırılır: "Neden sadece savcılara Cumhuriyet Savcısı denilir? Cumhuriyet Başbakanı, Cumhuriyet Bakanı, Cumhuriyet Müsteşarı, Cumhuriyet Valisi, Cumhuriyet Büyükelçisi olmuyor da, Neden Cumhuriyet Savcısı? Savcılara neden bu imtiyaz? Atatürk, Bozkurt'a "Ne diyorsun?" diye sorar. Bozkurt'un cevabı çok net olur: "Çünkü öyle zaman olur ki, cumhuriyeti korumak için başbakandan, bakandan, müsteşardan, validen, büyükelçiden bile hesap sormak gerekebilir. İşte o hesabı soracak olan Cumhuriyet Savcısı'dır." Atatürk, gülümseyerek hoşnut kaldığını belli eder. "Devam et Bozkurt" der. Cumhuriyet Savcısının bu cumhuriyeti korumak ve kollamak yetkisi hukuk reformuna ve Atatürk'ün yorumuna kadar uzanır. *** Atatürk’ün Cumhuriyet Savcılarına Seslenişi, 9 Ekim 1925 …. Savcılarımızın, kovuşturmak ve açmak zorunda oldukları ceza davaları, mahkeme huzurunda, her türlü delille aydınlatılacaktır. Cumhuriyet Savcılarının bu konuda yapacakları açıklamaları, kamu hukuku adına istenen ceza, suç ve sanık hakkında kamuoyunun aydınlatılması için ve verilecek hükmün niteliğine ilişkin açık bir fikir edinilmesini sağlamak için gerekli bulurum. Davaların Yargıtay’ca incelenmesi sırasında da, bu konunun büyük kolaylık sağlayacağı açıktır . Savcılık, karar değil, dava makamıdır. Yargılama sırasında ve duruşmada, savcılarımızın kendilerini herhangi bir davanın taraflarından sayarak ısrarla açıklamaları ve görüşlerinin kabul edilmesini ve desteklenmesini sağlamak için, tüm tarihsel ve yasal araçlardan yararlanmayı ihmal etmemeleri gerekir. Kamu Hukuku adına ortaya koyduğu bir talebin desteklenmesini sağlayamamanın, bir Cumhuriyeti Savcısı için övünülecek bir konu olamayacağını hatırlatmak isterim. Cezaevlerinin haftada bir mutlaka denetlenerek, yargılama olmaksızın tutuklu kalanların, kısaca nedenleriyle birlikte derhal en yakın müfettişliğe ve Adalet Bakanlığına bildirilmesi gerekir. Bir soruşturmanın başlatılabilmesi ve sürdürülebilmesi için bir şikayet veya zabıtanın bildirimi beklenecektir. Duyuma dayanarak soruşturmaya başlanarak, herhangi bir olayla ilgili olarak merciinden bilgi alınarak gerçeğin aydınlatılması ve konunun ilgi ve dikkatle izlenmesi, kamu hukuku ve kamu güvenliğinin esenliğini sağlamak bakımından çok önemlidir. Türkiye Cumhuriyetinde kimsesiz bir birey yoktur. Cumhuriyet, böyle bir kavramı asla kabul edemez. İnsan hakları, yasalarımızın güvencesi altındadır. En güçsüz ve en kimsesizlerin yardımcısı devlet ve onun kamu hukuku temsilcileri olan Cumhuriyet Savcılarıdır. Kendilerini kimsesiz görenlerin, yanlarında her an haklarını aramakla görevli Cumhuriyet Savcıları bulunduğunu asla unutmamaları ve bundan emin olmaları gerekir. Zayıf ama haklı olanların en güçlü durumda olmaları, adliyemizin en belirgin özelliği ve ülküsüdür. Cumhuriyet Adliyesinin yükselmesini bir onur meselesi saydıklarından hiç kuşku duymadığım çalışma arkadaşlarıma bu onurlu görev alanında mutlak ve muhakkak olan başarılarını coşkuyla dilerim efendim. (Doç. Dr. Ali Birinci, Yeni Türkiye Dergisi, Cumhuriyet Özel Sayısı I, 1998, s. 23-24 Sayın Başsavcı ,sizi de gerekirse yargılayacak olanlar yine Cumhuryet’in Hakim ve Savcılarıyla ADALET’in bizzat kendisi olacaktır. Siz Mahmut Esat Bozkurt'un dediği gibi ""artık Türkiye Cumhuriyetini Korumak Durumundasınız""Bu görevden asla kaçamazsınız.Kaçarsanız sorumlu olursunuz. R.Tayyip Erdoğan’ın gücü sanaldır. Referandumda Hayırlar önde giderken yaşadığı korkuyu yansıtan fotoğrafı tarihe geçmiştir. Sizi de bu konuda dikkatle uyarmayı görev biliyorum. Recep Tayyip Erdoğan ve ailesi için önemli olan tek şey kendi yaşamları ve sahip oldukları illegal servetlerinin korunmasıdır. Mutlaka ve Mutlaka, bu gün kendi emrinden çıkmayan hakim ve savcıları da ilk memnuniyetsizliklerinde veya rüzgarın ters çevrilip iktidarın kaybedilmeye yüz tuttuğunda satacaklardır. Bunu bildiğinizden ve bunun endişesi içinde olduğunuzdan eminim. Siz endişe duymuyorsanız duymanızı özellikle rica ederim. Soruşturmanın ne durumda olduğunu izlediğimizi bilmenizi ve gelişmeleri bildirmenizi rica ederim. Saygılarımla Oğuz Tolga

1 Eylül 2017 Cuma

ahır dağ mı ahir dağmı

Halid Bin Velid komutasındaki İslam orduları 637 yılında Maraş’ı ele geçirdiklerinde o günkü Maraş’ta yaşayan kadim halk Aşir Dağ diyorlardı. Peygamber Efendimizin onlara benzemeyin hadisine uygun olarak önce şehrin adını Mer’aş yaptılar. Aşir olan dağın adını Şirdağ olarak değiştirdiler. 2. Mervan’ın halifeliği döneminde (744..750) arasında tekrar adını Şardağ olarak değiştirdiler. 1020 ila 1025’de Maraş’ın kadim halkını Bizanslılar Trakya’ya tehcir ederler yerlerine doğudan Ermenileri ve batıdan Peçenek Türklerini yerleştirirler. Peçenekler kutsal dağ derler. bu çok ilginç konuyla ilgili yapmış olduğum araştırmada 766 yılında Onoklar, Türgişler ve Peçeneklerin yaşadığı topraklarda Karluk Devleti kurulur. Karluklarla baş edemeyen Peçenekler Oguzların topraklarına göçerler. Burada Oguzların tacizlerinden bunalan Peçenekleri Karlukların da yardımıyla kuzey Karadeniz kıyılarına kadar sürerler. Peçeneklerin o dönemlerde Müslüman olmadıklarını biliyoruz ancak sonradan Hıristiyan olduklarını belirten kaynaklarda bulunmaktadır. 1048 yılında Gadırhan obasının Maraş’a gelişiyle ünlü Gazne saray tarihçisi Beyhaki’nin ifadesine göre 25.000 kişilik bir oba o zamanlar Maraş’ta kışları kısa ama çok çetin geçermiş rüzgar buz haneler boyu kar olurmuş işte bu yüzden kutsal dağın eteklerindeki kuytu yerlere hayvan barınakları yapmışlar. Hayvanlarını bu şekilde korumuşlar. Yazları ise kutsal dağa yaylalara çıkarlarmış zamanla kullanış bakımından Ahırdağ denmiş. Şimdi Ahirdağ niçin denir onu anlamaya çalışalım. Arab hakimiyetinde toplam 300 sene kalan Maraş’ta Araplar niçin Arapça olan Ahirdağ dememişler onlar. Şirdağ ve Şardağ demeyi tercih etmişler. Peçenekler o dönem hem Müslüman değiller hem de kullandıkları Orhun Alfabesi. Gadırhanlılar Müslüman ancak onlar Hakani, Uygur, Soft veya Sogt denilen alfabeyi kullanıyorlardı yani Arapça henüz hakim alfabe değil. 1563 yılında çıkan Osmanlı iskan politikalarına isyan edenler arasında bulunan Dadal Oğlu ferman padişahınsa dağlar bizimdir dediği dönemlerde Dadal Oğlunun türkülerinde, şiirlerinde Ahırdağ geçiyor. İskan politikalarında Osmanlıya sitem dolu bir pasajı Ahırdağında kara beyazın bir yazın ağlattı birde bu güzün. Kar beyazı alırsak Şam’a kadar gider ulu dağları yine Karaca Oğlanın türkülerinde ve şiirlerinde Ahırdağ geçmektedir. Cumhuriyet dönemi basılan bütün haritalarda Ahırdağ olarak yazılmıştır. Merhum Prof Dr Faruk Sümer Hoca 1986 Kahramanmaraş belediyesinin düzenlemiş olduğu sempozyumda şöyle diyor; şehirlerimizin, köylerimizin, dağlarımızın, mahallelerimizin isimlerini değiştirmeyin. Zira onlar bizim tapularımızdır, atalarımızın kanlarıyla alınmış bu tapuları parayla alınmış tapular gibi satılmaz. Zira atalarımızın verdiği her ismin bir anlamı ve manası vardır. Birçoğu orta Asya’dan yani Türkistan’dan gelmiş veya önemli konulardan ve kurucu beyin adı veya o taifenin anıldığı işlerledir diyor. Ahirdağ safsatasında uydurma dört tane ayrı gerekçe var. Çünkü insanları ikna edemeyince bir bahane uyduruyorlar. Neymiş efendim Şam bölgesinin sonuymuş da Ahirde Arapça son bitiş anlamları ifade edermiş de yani Arapların kafası bu zat-ı muhteremler kadar çalışmıyordu da Şirdağ ve Şardağ demişler. Açıkça Ahır bu gün çirkin duruyor onun için bu isimden utanıyoruz deseler daha gerçekçi olacaklar. Bu günün tarihi 11.10.2016, ben 1962 doğumluyum, Ahirdağ adını yedi, bilemediniz sekiz senedir duyuyorum. Daha önce var olduğunu veyahut da şu kaynakta yazıyor diyemezler. Çünkü yok maalesef ki yeni nesil bunları bilmediği için onlara inanıyor. Şu bilinmeli ki Faruk Sümer hocanın ifadesine göre Ermeni çeteleriyle PKK ile aynı konumda ısrarla Ahirdağ diyenler. Çünkü kanla alınan tapular ancak kanla verilir. Parayla alınan tapular gibi kolay satılamaz..." OKU, YORUMLA ve PAYLAŞ ==> maraş aktif http://www.marasaktif.com/ahir-dag-mi-ahir-dag-mi-makale,124.html

12 Ağustos 2017 Cumartesi

30 Temmuz 2017 Pazar

24 Temmuz 2017 Pazartesi

SADAT

https://resistancehonorable.blogspot.com.tr/2017/06/bu-yazy-iyi-okuyun-cunku-yarn-islam.html

22 Temmuz 2017 Cumartesi

Turizm bahane kerhaneler şahane

Turizmi Putin vurmadı, otellerinde konaklayan Rus turistleri 1 gecelik yatak eğlencesi gibi gören, turistlere sataşan ve her Cuma camide Cuma Namazı kılıp, Cuma akşamlarında da Rus Turistlerle yatma eğiliminde olan ahlaksız otel patronları ve bu patronlara pezevenklik yapan emir kulu köle işçiler, 2016 Rus Turizmini işte böyle vurdu. Düşürülen Rus uçağı bahane, ya kendi yaptıklarınız o nasıl olacak? İnanmayanlar geçen senelerde Türkiye'deki tur operatörlerine de yansıyan Holidaycheck.com Rus ve Avrupa misafir şikayetlerini okuyabilirler... Turizm acenteleri ve otellerin Misafir İlişkileri bölümü raporlarında, otel içi anket yorumları yabancı gezginlerin ne derece mağdur olduklarını ; para ödeyerek tatil değil, huzursuzluk satın aldıklarını ortaya koyuyor...Yabancı gezginlerin Türkiye'deki tatilleri ile ilgili yaşamış olduğu sorunları yurt dışından bağlı bulunduğu tur operatörleri veya doldurmuş olduğu anket forumlarında da çözüme ulaşılmayan sorunlar şikayet forumlarında oluşturulmuş şekilde İnternet sitelerinde yer almıştır. Bu gibi şikayetleri ortadan kaldırmak için kimi işletmeciler yurt dışındaki İnternet sitelerine bedel karşılığı şikayetlerin silinmesini talep etseler bile bu gibi talepleri yurt dışında karşılık bulmadı. Bu nedenle hepinize müstahak, kendi eşinize ve çocuklarınıza da seyahat zamanı başka bir ülkede aynı durumla karşılaşsaydınız ne yapardınız? Rusya devlet Başkanı V. Putin, Rusların her türlü güvencesini göz önünde bulundurarak devletçilik ilkelerinin ve milliyetçilik kavramlarının gereğini yerine getiriyor. Turizmde yaşanan krizi Rusya' ya bağlayacağınıza kaç tane gece kondu otel Turizm Bakanlığına kayıtsız kaç otel otelcilik ilkeleri haricinde çalıştırılmaktadır? Ankara'da kaç hacı hoca bu gayri meşru gece kondu otel işini meşrulaştırmakla maddi kaynak sağlamakla meşkul? Ramazan boyunca kana doymadılar Haramı bile helâl saydılar; ay sonunda kan bayramı yaptılar, şehit kanı içtiler, bunlar ne yaman müslümanlar?! Önüne gelen otel açtı, otelden anlamayanlar patron oldu, kendi otellerinde kral dairesi yaptırıp birer padişah oldu. İşine gelmeyeni işinden attı, işine gelenleri ise kalifiye personel sandı. Dil bilenleri birer pezevenk gibi kullandı. Turizmde tüm ilkeler kanun yasa, kural tıpkı TBMM' deki gayri milli kanunları onaylayıp kanunsuzluğu meşru koşanlar gibi herşey tepe taklak oldu. Kurumsallıktan her sene giderek uzaklaşan Turizm sektöründe kurallar çalışamaz oldu. Uyduruk yönetim kararları ile hizmet kalitesi düştü, Kalite sözü Turizmi terk etti, terk edenlerin yeri kalitesizlerle doldu. Parayı veren düdüğü çalmış, şimdi o çaldıkları düdüğü bile usulsüz denetimlere yani denetlemeyenlere kaptıranlar, ne Rusya' yı ne de Rusya devlet Başkanı V.Putin' i sakın suçlamayın. Putin gibi devletçi olsaydınız. uçkur peşinde koşmasaydınız bugün Türkiye böyle bu vahim durumda olmazdı! 2017 Turizm sezonunu ekonomik çöküşe açıldı, birçok otele yabancı bankalar el koydu. Otel yönetimi personelin Maaşını bile ödeyemeyecek duruma düştü. Otellerini doldurmak isteyenler maliyetin altında satış yaparak tur operatörlerine neredeyse yalvaracak duruma geldi...Durumu fırsat gibi görenler hemen kaçak şirketler açtı. Ortada sahte acentelere para kaptıran oteller ve bunlarla dolaylı yönden çalışıp mağdur olan büyük tur operatörleri ne yapacaklarını şaşırdı. Vur kaç sistemi Turizmi hem otel hem de acenteler yönünde iflasa sürükledi. Denetimsizlik aldı başını yürüdü. (1) İş ve hal böyleyken; Turizm'de gerginlik biraz daha hele bir artsın. Riyakâr, yalakalıkla koltukları işgal edenler bir az daha oyalanadursunlar, bazılarının burunları sürtülsün. Sürtülsün ki, dürüst olmanın kurumsal olmanın ne olduğu iyice anlaşılsın! Putin' e bahane bulacağınıza kendi yaptıklarınızı sorgulayın! Bu yaşa kadar gelişi güzel yaşayıp, yaşadığı sorunların temel kaynağını bulmak için çalışmayanlar acı gerçekle yüzleşebilenler işin vahametine bile " şans, kader, nasip böyleymiş" deyip geçenler bu saatten sonrada 100 yıl daha yaşasa ne farkeder ki..?! Değil Ruslar, böyle ahlâksız yönetilen ; otel görünümlü kerhanelere hiç bir ulus devlet Turist göndermez, hele de bir terör ülkesine kimse turist göndermez... Göndermiyor da zaten işte bu nedenle zencileri, Araplara yöneldiler. Şimdi zencilerin , Arapların kölesi olmayı yeğlediler; Şimdi de zenci ve Arapla çiftleşecekler, bunun adına da kültür turizmi diyecekler!!. ABD eski BOP Eşbaşkanı Barack Hussein Obama, kendi ülkesinde zenci ırk sorununu yeni Türkiye'ye kaydırarak çözdü. Türkiye'yi BOP bataklığına çektiler, artık mahallelerde, köylerde bile zenciler özgürce dolaşıyor. ''Türk''sözünü ırkçılık diye suçlayanlar kendi öz ata yurdunda sömürgecilere köle olanlar asıl ırkçılık neymiş bunu geç olmadan umarım anlarlar... Dini siyasete alet edenler o kadar ileri gitmişler ki artık yeni Türkiye Ortadoğu ülkesi olarak anılıyor. Yeni Türkiye'de ilkeli kurumsal turizm işletmeleri borç bataklığında çöküş yaşarken; öte yandan ise daha önce adı lekenmiş oteller ad değiştiriyor, tesettür otelleri giderek artıyor. Tesettür otellerinde peki kimler konaklayacak; ''Hilton gölgesinde Kabe turu atanlar mı, yoksa Kabe turu atmaya giderken erkek otelinde Viagradan geberenler mi veya şahinlerini yanına alıp özel uçakları ile yeni Türkiye'ye gelen ahlaksız Arap Şeyhleri mi?'' Tesettür otellerinin artışındaki sebep ne? Turizmde kalite dibe vurmuşken sektör kan ağlarken tesettür otelleri hangi kalite standartlarına göre hizmet veriyor? Yeni Türkiye'ye adım adım şeriat rejimi mi geliyor; tesettür otelleri buna ön ayak mı oluyor? Booking.com sitesi Türkiyeyi listeden çıkardı. Konu ile ilgili İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi Booking. Com'un Türkiye faaliyetlerinin tedbiren durdurulmasına karar verdi.(2) Ne kadar kültürsüzleştiğimizi umarım anlata bilmişimdir. Dolayısı ile herkes önünden yesin! Acı gerçeklerle yüzleşsin! TV ekranlarında sahil plajlarında turist göstermekle turizmde yaşanan iç sancıları kamufle etmek kimseye bir şey kazandırmaz. Sorunlara eğilmek gerek, elbette ki sorunları çözmek için liyakata ihtiyaç vardır. İşin uzmanlarının saf dışı bırakıldığı , sokaktan geçenlerin makam ve mevki sahibi olması durumunda böyle bir yönetim şekli ile hiç bir sorun çözülemez. Şimdi o gelişi güzel yaşadıklarınızın; ''Sorgulamadıklarınızın ve Sustuklarınızın bedelini ödüyorsunuz!'' Fiidan KORKMAZ Türk Milletinin Özgür ve Bağımsız Bir Ferdi 22.07.2017 KAYNAK: 1.Acentalar batıyor, kabak başımıza patlıyor! http://www.turizmguncel.com/makale/acentalar-batiyor-kabak-basimiza-patliyor!-m384.html Dört acente battı 27 bin turist mahsur http://www.milliyet.com.tr/dort-acente-batti-27-bin-turist/ekonomi/detay/1921007/default.htm 2.BOOKİNG COM TÜRKİYE DURDURULDU http://turizmgazetesi.com/news.aspx?id=82985

22 Mayıs 2017 Pazartesi

Atatürk ün samsuna çıkışı

http://www.sozcu.com.tr/2017/yazarlar/sinan-meydan/ataturku-samsuna-kimler-neden-gonderdi-1862129/

14 Mayıs 2017 Pazar

müslüman reklamını yapmaz ( inancının)

Kadir Dinçer, Engelliler İçin El Ele Verelim'in fotoğrafını paylaştı. Az önce · çünkü bir Müslüman yaptıklarını anlatmaz. Kimseden teşekkür beklemiyorum, beni ödüllendirirse ancak Allah ödüllendirir.” neymiş?!..bizdeki gibi cumaları hangi camiye gideceksin, tv. lere mikrofona nerede konuşacaksın!..müslümanlığını, dini siyasete alaet edip, reklam edeceksin...hepsi var değilmi! Görüntünün olası içeriği: bir veya daha fazla kişi, oturan insanlar ve sakal Engelliler İçin El Ele VerelimSayfayı Beğen 11 Mayıs, 14:44 · BU ADAMLA AYNI CENNETİ DÜŞLEYEBİLİRİZ AMA SADECE O KADAR... (Mutlaka Okuyun) ABD'de yaşayan Muhammed Bzeek, ölümcül hastalığa yakalanan çocukları evlat ediniyor Trump'a 'Utan ve git Muhammed’in hikâyesini oku' diye tepki gösteriyorlar . Muhammed Bzeek 62 yaşında. 1978’de Libya’dan ABD’ye göç etti. Los Angeles’ta ölmek üzere olan çocukları evlat edinmeye başladı. Evlatlık aldığı 80 çocuğun 10’unu kaybetti. Habertürk'ten Nalan Koçak'ın haberine göre, Muhammed 62 yaşında. 1978’de memleketi Libya’dan ABD’ye gitti. Şikago’da elektronik mühendisliği üzerine eğitim aldı. Şehir değiştirdi, Los Angeles’ta çalışmaya başladı. Şehirle birlikte hayatı da değişti. Bu değişimin tam ortasındaysa âşık olduğu kadın vardı. Muhammed, Amerikalı Dawn’la çalışırken tanıştı. Dawn Ailesi’nden öğrendiği bir geleneği yaşatıyordu, 1980’lerden beri çocuk evlat ediniyordu. Hatta çocuklar için bir bakımevi bile açmıştı. Muhammed onu ve çocuklarını çok sevdi. Çift evlendi ve evlatlarına evlat kattı. Dawn ve Muhammed, 1995’te önemli bir karar aldı, artık sadece ölüm döşeğindeki çocukları evlat edineceklerdi. O tarihten sonra evlerinin kapılarını hastanelerde, soğuk odalarda ölümü bekleyen onlarca çocuğa açtılar. Muhammed, şunları söylüyor: “Eşim 3 sene önce hayatını kaybetti. O hastalandıktan sonra işi bıraktım, çocuklar ve onunla ilgilenmek için... Eşim öldükten sonra da çocuklara tek başıma bakmaya başladım. Şimdiye kadar 80 çocuğa baktık, 40’ı hastaydı. Maalesef çocuklarımdan 10’u evimde hayatını kaybetti.” "Kimse onları istemiyor" Ölüm döşeğindeki evlat edinmeyi neden tercih ettiğini de şöyle anlattı: “Kimse onları istemiyor. İnsanlar ölümden korkuyor. Çocuklarının evlerinde ölmelerini istemiyorlar. Bakımları da zor. Onları hastane odalarına terk ediyorlar. Ama birisi onlara bakmalı. Çoğunun annesi alkol ya da uyuşturucu bağımlısı. Çocuklarını öylece terk ediyorlar. Hastanede de çocuklar sevgi dolu bir ortamda kalmıyorlar. Ancak bir evde kalırlarsa, aileleri olursa gerçek bir sevgi alıyorlar. Onların bana her zamankinden fazla ihtiyacı var. 10 çocuğumun hepsinin öldüğü zaman ellerinden tutuyordum.” "Kimseden teşekkür beklemiyorum" Basının gözleri üzerine çevrilince Muhammed hayli şaşırmış... “28 yıldır çocuklara bakıyorum. Hayatımı çok özel yaşarım. Benimle ilgili haberler çıkınca arkadaşlarım da çok şaşırdı. Camidekiler ‘Yaptıklarını bilmiyorduk’ dediler. Yıllardır gittiğim marketin kasiyeri beni görünce ağladı. Bu normal çünkü bir Müslüman yaptıklarını anlatmaz. Kimseden teşekkür beklemiyorum, beni ödüllendirirse ancak Allah ödüllendirir.” TEK BİYOLOJİK ÇOCUĞU VAR, O DA HASTA Muhammed hem teşekkür beklemiyor hem de kendi deyimiyle Allah’tan gelen hiçbir şeye itiraz etmiyor. Sadece tek bir biyolojik çocuğu var. O da gelişim bozukluğundan mustarip. 19 yaşında ancak 4 yaşındaki bir çocuğun bedenine sahip. Muhammed tekerlekli sandalyedeki oğlunu üniversiteye bırakıp döndüğünde ise onu evde evlat edindiği 6 yaşındaki kız çocuğu karşılıyor. Bzeek’in evlat edindiği çocukların çoğu yaşama tutunmayı başardı. Ama Muhammed çocuklarla iletişimini hiç koparmadı: “Bazıları şimdi üniversiteye gidiyor, bazıları evlendi bile hatta çocukları var! (gülüyor) Mesela 30 yaşında olan çocuklarımdan biri bana hâlâ baba diyor.” "Utan ve git Muhammed’in hikâyesini oku" Muhammed uzun sakallı, düzenli olarak camiye giden Libya asıllı bir ABD vatandaşı. Peki hiç ayrımcılığa uğradı mı, özellikle de ABD’de artan göçmen ve Müslüman karşıtlığından sonra? Bu soruya Muhammed’in cevabı siyasetin, insani duygular karşısında nasıl çaresizleşebildiğini gösteriyor: “Evet zaman zaman ayrımcılığa uğradım. Fakat hikâyem haber olduktan sonra çok güzel şeyler duydum. Pek çok yetkili bana ödül verdi. Başkan Trump’ın yasak koyduğu ülkelerden biri benim memleketim Libya’ydı. Çevremdeki pek çok kişi Trump’a ‘Utan ve git Muhammed’in hikâyesini oku’ diye tepki gosterdi...

Atatürk kimin çocuğu

ATATÜRK KİMİN ÇOCUĞUYDU ? Vasilis Dimitriadis, 1955-1984 yılları arasında Selanik’te bulunan Makedonya Devlet Arşivi’nin müdürlüğünü yapmış, Girit Üniversitesi’nden emekli olmuş 86 yaşında bir tarih profesörü. 2010 yılında 80 yaşındayken Yunanistan’daki arşivleri didik didik tarayarak yazdığı “Bir Evin Hikâyesi; Selanik’teki Mustafa Kemal Atatürk’ün Evi ve Ailesi Hakkında Türkçe ve Yunanca Belgeler” adlı çalışması Türk Tarih Kurumu tarafından altı yıl sonra basıldı. Aslında 6 yıllık bir gecikmeyle basıldı demek daha doğru. Çünkü, Dimitriadis 2010 yılında kitabını yazdıktan sonra Selanik’teki Türkiye Konsolosluğu’na teslim etmiş, konsolosluk kitabı ve belgelerin yer aldığı cd’leri Dışişleri Bakanlığı’na, onlar da Türk Tarih Kurumu’na göndermiş. Kitap tarih kurumunun bilirkişileri, çevirmenler, sebebi belirsiz düzeltme talepleri ile altı yıl bekledikten sonra nihayet geçen yıl yayınlanabildi. Gecikmenin sebebi meçhul. Ama üzerine az şey yazılmış bu kitap sayesinde ilk defa Atatürk hakkında “1881 yılında Selanik’te doğmuştur. Annesi Zübeyde Hanım, babası Ali Rıza Efendi’den” daha fazla şey biliyoruz artık. Profesör Dimitriadis, Selanik Ahmed Subaşı Mahallesi Numan Paşa Sokak No: 6’daki meşhur Pembe Ev’in arşivlerde izini sürerken sadece evle ilgili değil, Atatürk ve ailesi hakkında da ilk defa ortaya çıkan ve bugüne kadarki pek çok şehir efsanesini bitirecek belgelere ulaşmış. Öncelikle bugün Selanik’te hâlâ Atatürk’ün doğduğu ev olarak ziyaret edilen ama bazı yerlerde “aslında o Atatürk’ün evi değil, sonradan ona yakıştırılmış” denen ev gerçekten Mustafa Kemal’in doğduğu ev. Evin bulunduğu semt Selanik’te Türklerin yaşadığı Bayır adı verilen bölge. Semtin adı Rumeli Beylerbeyi Koca Rasim Paşa’nın yaptırdığı camiden geliyor. Evin bulunduğu bölgede oturan erkekler genelde kereste işiyle meşguldüler. Bu erkeklerden birinin adını iyi biliyoruz; Ali Rıza Efendi. Çocukluğumuzda okul köşelerindeki tek kare resmi dışında ilk defa bu kitapla Ali Rıza Efendi’yi biraz daha yakından tanımış oluyoruz. Kitaptaki emlak kayıtlarına göre onun da mesleği “Keresteci”. Ama daha ilginci kayıtlarda ilk kez Ali Rıza Efendi’nin 18. yüzyıla kadar uzanan şeceresi yer almakta. Şecereye göre Ali Rıza Efendi’nin babasının, yani Mustafa Kemal’in büyükbabasının adı Ahmed. Ali Rıza Efendi’nin büyük babasının adı ise Mustafa. Yani Mustafa Kemal’e dedesinin adı verilmiş. Kayıtlarda Zübeyde Hanım’ı da daha yakından tanımamızı sağlayan bilgiler var. Zübeyde Hanım’ın ailesi o çağa göre nadir olan kadınların iyi eğitim aldıkları bir aile. Babasının adı Ömer, eşinin adı Halil olan büyükannesi Emine, “Molla” sıfatıyla kayıtlarda yer alıyor. Bu dinî eğitim almış kadınlara verilen bir sıfat. Teyzesi Fatma da “Molla” olarak geçiyor. Zübeyde Hanım’ın annesinin yani Mustafa Kemal’in anneannesinin adı Ayşe, babasının yani Mustafa Kemal’in büyükbabasının adı ise Feyzullah (Onun babasının adı da İbrahim) Zübeyde Hanım’ın meşhur kargaların kovalandığı çiftlik hikâyesinde geçen kardeşi, yani Mustafa Kemal’in dayısının adı ise Hüseyin Ağa. 1899’dan önce öldüğü dışında hakkında fazla bilgi yok… Farsça “kasımpatı” anlamına gelen çok sık kullanılmayan bir isme sahip olan Zübeyde Hanım’ın belgelerde şahsi mührü de var. Mühürde “cüllat-i güldar-i Zübeyde” yazılı. Yani “İçinde kasımpatı çiçekleri olan palmiye yapraklarından yapılmış sepet.” Kitaptaki belgelere göre 1875 yılından önce yapıldığı tespit edilen Pembe Ev’in ilk sahibi Ferhad oğlu İskender’dir. Evin üç el değiştirdikten sonra 1877 yılının Aralık ayında Hatice Zarife tarafından 52/72’lik hissesi Keresteci Ahmed oğlu Ali Rıza’ya satılır. Geri kalan hisseleri ise Mart 1878’de Feyzullah kızı Zübeyde alır. Kayıtlarda Zübeyde Hanım’ın eşinin adıyla değil de babasının adıyla geçmesinin sebebi evi satın aldıklarında belki evlenmemiş, belki nişanlı olmaları ya da kayıtlarla ilgili bir sorun olabilir. Ama 1878’de ev toplamda 13.500 kuruşa Ali Rıza Efendi ve Zübeyde Hanım çiftinin olmuş. Belediyeden bir mimarın gelip ölçülerini aldığını yine kitaptaki emlak kayıtlarından öğrendiğimiz ev, dokuz oda bir mutfaktan oluşan büyük bir konak ve 341 m2’lik bir arsa üzerine kurulu. Üç yıl sonra 1881’de bu evde Mustafa dünyaya gelecek ve sekiz yıl bu evde yaşayacaktır. Yine kayıtlardan Ali Rıza Efendi ve Zübeyde Hanım’ın evlerinin hemen yanında beş odalı başka bir ev daha inşa ettirdiklerini de öğreniyoruz. Hatta bu mülkleri daha sonra aralarında paylaştırmışlar ama paylarını ortak kullanmaya devam etmişler. Ta ki 1887’ye kadar... 1887 yılında yani Mustafa Kemal 6 yaşındayken Ali Rıza Efendi hayatını kaybeder. Tam ölüm tarihi ve ölüm nedeni kayıtlarda mevcut değil ama mirasının “şeri mahkeme” tarafından tasdik edildiği 13 Nisan 1877’den önce vefat ettiği kesin. Keresteci Ali Rıza Efendi’nin mirası eşi, oğlu Mustafa ve kızları Makbule ile Naciye arasında bölüştürülmüş. Atatürk’ün az bilinen kız kardeşi Naciye’nin adı ise en son Ocak/Şubat 1888’de emlak kayıtlarında geçmiş. Kitaba göre muhtemelen bundan kısa bir süre sonra hayatını kaybetmiş. Ali Rıza Bey’den kalan miras ailenin o günlerde maddi olarak zor günler geçirdiğini gösteriyor. Defni için 500 kuruş harcanan Ali Rıza Efendi’den Zübeyde Hanım’a 751 kuruş, oğlu Mustafa’ya mirasın yüzde 44’ü olan 1.929 kuruş ve iki kızına da 964’er kuruş kalmış. Tabii bir de ederi 35.010 kuruş olan bir ev. Ama kayıtlarda Ali Rıza Efendi’nin Selanik’teki “Stambul Çarşısı” esnaflarından Nuri Efendi’ye 28.800 kuruş borcu olduğu görülmekteydi. Nuri Efendi mahkemeye başvurarak Ali Rıza Efendi’nin, borca karşılık evini rehin olarak verdiğini iddia eder ve Pembe Köşk’ü ister. Mahkemede Zübeyde Hanım bu borcu inkâr eder. Mahkeme kayıtlarındaki belgede Nuri Efendi’nin bariz şekilde sarhoş olduğu ve mahkemeye sunduğu belgenin bağlayıcı olmadığı yazmaktadır. Sonunda mahkeme evin Zübeyde Hanım’da kalmasına karar verir. Ama Zübeyde Hanım eşinin vefatından kısa bir süre sonra küçük evi satar, büyük evi de rehin vererek Mustafa ve Makbule’yi yanına alıp Selanik yakınlarındaki Langaza’daki ağabeyi Hüseyin Ağa’nın yanına taşınır. Ama Mustafa’nın iyi bir eğitim sürmesini isteyen Zübeyde Hanım, onu yine Selanik’teki evlerine yakın teyzesi Fatma Molla’nın yanına gönderir. 1899’da annesi vefat eden Zübeyde Hanım’a teyzesinin oturduğu bu ev miras kalır. Ardından daha küçük bir eve geçerler, 1906’da aile tekrar Pembe Köşk’e döner. Bu arada 1908’de artık bir subay olan Mustafa Kemal’in de aynı mahalleden iki ev aldığını öğreniyoruz. İlginç detaylardan biri de Zübeyde Hanım’ın ikinci eşi Ragıp Abbas. Günün sonunda Selanik kaybedilince Zübeyde Hanım, üç evini bırakarak İstanbul’a gidiyor. Ama ikinci eşi Ragıp Abbas Selanik’te kalıyor. Evlerin mülkiyeti için dava açıyor ama kaybediyor. Evler önce terk edilmiş mallar olarak tescilleniyor, sonra başkalarına satılıyor. 1933 yılında Selanik Belediye Meclisi Pembe Evi satın alarak Atatürk’e hediye ediyor. Aslında satın aldıkları evin Zübeyde Hanım’ın mülkü olduğunu bilmeden... Kitap bir polisiye gibi bu evlerin izini sürüyor. Ama bence en dikkat çekici yeri Ali Rıza Efendi’nin mirasında bir miktar parası ve ev dışında sıralanan kalemler: 45 kuruş değerinde 6 sof ceket ve bir yelek 20 kuruş değerinde 1 köhne pantol 40 kuruş değerinde 1 palto 20 kuruş değerinde 1 sandık 5 kuruş değerinde Lügat-i Osmani 10 kuruş değerinde Miftah’ul Kulub Mirastaki son maddede duralım. Miftah’ul Kulub yani “Kalplerin Anahtarı”, Abdülkadir Geylani’nin 15. göbekten torunu Muhammed Nuri Şemseddin Nakşibendi’nin (1801-1863) yazdığı hâlâ daha basılan ehl-i tariklerin en çok rağbet ettiği, tarikat yoluna girenlere okutulan popüler kitaplardan biri. Şöyle başlıyor: “Bu eserin derlenip yazılmasına kalkmaya ve başlamaya sebep olan durum şudur: Hicrî 1259 (M. 1843) yılı rebiülâhir ayında, kendi hücremizde teveccüh halindeydik. Bu hâlde bulunduğumuz sırada; Enbiyanın Sultanı Evliyanın Asfiyanın Müttakilerin Baş Tacı Efendimiz Hazretleri zuhur etti. Allah, ona. salât ve selâm eylesin. Bu hiçbir şey hükmünde olan kula; ihsan, mürüvvet, lütuf ile şöyle buyurdu: -Nuri, evlâdım, vakitler bir başka oldu. Âşık, sadık, mana yüzünü görmeyi isteyen ümmetlerim; esenlikle yollarını bulup hoşnutluk yoluna bel bağlayarak vuslat sırrına nail olsunlar. Sofilerden bazısı da; arada vasıta olmadan takvası üzere giderek, yollarını düzeltmek için özlerine bir kabiliyet gelsin. Zira, bir alay kimseler vardır ki; ehlullah kisvesini giymiş, kemer bağlamış, başına taç giymiş, şeriatıma da itibar etmemiş durumdadır. Geçen hâlinden ve tecellisinden söz ederek; ehlullahın yazdıkları risalelerden ve şiirlerden ezberleyip meclis meclis gezip o hâllerden dem vururlar...” Mirasında çocuklarına bir Osmanlıca sözlükle birlikte bu kitabı bırakan keresteci Ali Rıza Efendi’nin de ehl-i tarik olduğunu (Kadiri ya da Nakşi) tahmin edebiliriz. Mustafa Kemal ise 1925 yılında bu kitabı okuyanların tekke ve zaviyelerini kapatmıştı. Muhtemelen bu kitap da uzun yıllar yasaklı kitaplar listesinde yer aldı. Bu başlangıcı yüzünden çokça eleştirilen kitabın ancak 1976 yılında Latin harfleriyle basılması bunu gösteriyor. Yine de emin değiliz. Babasından miras kalan kitap hâlâ kütüphanesinde mi diye merak edip Anıtkabir sitesindeki Atatürk’ün kitapları bölümüne bakarsanız, benim gibi bulamayabilirsiniz. Belki de depodadır. Ama Vasilis Dimitriadis’in “Bir Evin Hikâyesi” muhakkak kitaplığınızda olmalı. Kitabı okurken, borç içindeki keresteci babasından az bir parayla birlikte bir tasavvuf kitabı miras kalmış, dedesi Mustafa’nın adını taşıyan, iyi bir dinî eğitim almış güçlü bir annenin himayesinde yetişmiş Mustafa Kemal’in şahsında bütün bir 200 yıllık sorunlar, travmalar gözlerinizin önünden geçiyor. Mustafa Kemal, 23 Nisan 1920’de Meclis’i açarken arkasındaki levhada Şûrâ suresinin 38. âyeti asılıydı: “Ve emruhum şûrâ beynehum”... Orada emredildiği gibi işlerimizi hâlâ istişare ile yürütmeye, daha çok konuşmaya, birbirimizi anlamaya ihtiyaç var. Çünkü ortak bir hikâyenin çocuklarıyız.. Alıntı..Bilun Kefeli

26 Mart 2017 Pazar

YASSAKHK KARDEŞİM

Yürütme, DAILY sabah' ı yasaklayan avrupayı KINADI... doğru yaptı. doğruya doğru..ben de en yükseğinden kınıyorum....Pekiii bir düşünelim bakalım!..bir ülke düşünün ki 5000 binlik bir Daıly sabahın yasaklanmasını kınıyor, 300 binlik bir Sözcü gazetesini her yerde YASAKLIYOR! KAMUYA, UÇAĞA, ALANA, İSKELEYE..VS. sokmuyor....bu nasıl demokrasi?..ileri demokrasimi?....yoksa yeni türkiyemi? bu....bir ülke düşünün ki pekakacı, Türk düşmanı, devlet düşmanı, bölücü, özerkçi, eyaletçi, terörist ZANA yı konuşturuyor! yasaklamıyor...ülkücü, milliyetci meral akşeneri YASAKLIYOR, konuşturmuyor.

27 Şubat 2017 Pazartesi

9 ay 10 gün

https://www.facebook.com/TCcem.cankalp/posts/10155052476209860?notif_t=close_friend_activity¬if_id=1488259942229480

milliyetçilik

‘kanunla veya cumhurbaşkanı kararnamesi ile kurulur’ cümlesini koydular… Getirilen madde seçilecek cumhurbaşkanına bir kararname ile ‘eyalet’ kurma yetkisi veriyor…

BİR İMZA ile oylanan anayasa teklifi

Bakınız şimdi evet veya hayır demekle neler yapacağız? nelere izin vereceğiz! Bir imza, damat enerji bakanı...bir imza, öbür damat milli savunma bakanı ( öyle birisine sorulacak , izin alınacak, meclis ! falan yok ha ! ) ..bir imza , kız aileden sorumlu bakan, bebelerin geleceği elinde kin-i dar ve din-i dar yetiştirecek!, sen karışamayacaksın. ..bir imza, eşim din diyanet bakanı..bir imza atacak, dünürüm bakan yardımcısıdır..bir imza , seni bakanlıktan aldım..bir imza atacak, meclisi hiç bir sebeb göstermeden fesedecek, " canım öyle istedi "..istediğim zaman da seçim yaparım, keyfim bilir...işte 16 nisan da " SÖZ TEK İMZANINDIR. ANAYASA TEKLİFİNİ " oyluyoruz.......sizce şu yetkiler bile tek başına #hayır demek için yeterli değilmi? bir düşünün bakalım...bir imza süresi kadar !

14 Şubat 2017 Salı

MANKURT laşma ( mankurtlaştırma )

Şu malum yarışmalar, nefret ediyorum velakin evde seyredenler var !...sabahleyin senelerdenberi yarışan bir şey! yeniden bir mankurt yaratıcı sunucularının birine konuk olmuş, konuşturuyorlar..Adam değişime uğramış ( olabilir ! ) iki sözünün biri " rabbim ".. hani var ya babalar gibi satan biri vardı, hanımı rüyasında gördü " rabbim bana eşini tedavisi için clevelanta götür " dedi....demişti. de; bana göre tabi yalan söylemişti. neden mi? böyle şeylere töbe aracı yapmayalım! ALLAH HİÇ KİMSEYE yetimin parasıyla, milletin parasıyla, fakir fukaranın alın teriyle , hiç bir kimseyi oraya buraya götür parasını millet ödesin DEMEZ..D E M E Z YAHU! ben biliyorum. kuran var, yazıyor....ne ise konumuza dönelim, " rabbim " diyor ya ..tüm gidiş geliş cami ve mübarek yerlerde resimler çekmiş, pozlar vermiş, film çevirmiş....hani belgesel veya sanat için film çekilir, amenna . bu başka film!.. Oldum olası, çocukluğumuzda, bunlara, yeni değil yani! İNCİCİ HACI derlerdi...Ben şunada inanmam. böyle kimseler, reklam için, haber vermek için arkadaşlarını ararlar " hakkını helal et umreye gidiyorum dA " DİYE BAŞLAYAN YALAN RİYA KONUŞMALAR YAPARLAR... çok kızarım, etmiyorum kardeşim!..etmiyorum lan !.. hadi bakalım, etmiyorum....desem ne derler? ne yaparlar?, velevki beni çok kırdı, aldattı, kandırdı, affedilemez..ne olacak o zaman...dedimya reklamdır o , ilandır..yani kısacası oraya gitmesi sahih değildir, samimi değildir. ALLAH rızası ve emri için değildir. ki oda bir ömürde bir kere dir, farz olan yapılması gereken, o da gücün yeterse...şartları var... Velhasıl adam reklamını yaptı, istediği yerlere mesajını gönderdi, diğerleride ben sunum yapıyorum sanat yapıyorun diye akıllarınca nemalandılar, izleyen! leride ( onlara diyecek bir laf bulamıyorum ) mankurtlaştırdılar..zamanlarını çaldılar! zamanlarını. hırsızlık yaptılar ...Bu ve buna benzer filmler! bütün televizyonları sardı. bir dur diyen de yok..maksat başka olduğu için, matlup alacaklarını tahsil ettikleri içinses çıkarmıyorlar...istiyorlarki millet mankurtlaşsın, kafası olmayan, araştırmayan, sorgulamayan, koyun gibi, sürü gibi çobanım diyenlerin eline baksın. emir beklesin yerine getirsin...VESSELAM.

26 Ocak 2017 Perşembe

13 yılda satılanlar

13 YILDA SATILANLAR. Bu kadar olamaz diyeceksiniz 13 YILDA SATILANLAR. Bu kadar olamaz diyeceksiniz Cam ve çimento sanayi Ünye Çimento A.Ş. Paşabahçe Cam Sanayi ve Ticaret A.Ş Trakya Cam Anadolu Cam Soda Sanayi Metal Sanayi ERDEMİR İSDEMİR ÇELBOR TAKSAN Oymapınar Barajı Seydişehir Eti Alüminyum A.Ş ETİ Alüminyum AŞ’ye ait Antalya Limanı Eti Alüminyum’a ait 4 Taşınmaz GERKONSAN (Gerede Çelik Konstrüksiyon Ve Teçhizat Fabrikaları San. Ve Tic. A.Ş.) DİTAŞ (Doğan Yedek Parça İmalat ve Teknik A.Ş.) TÜMOSAN ORTADOĞU TEKNOPARK A.Ş. Tarımsal Sanayi T.Z.D A.Ş. Sakarya Traktör İşletmesi SÜTAŞ Malatya İşletmesi, HEKTAŞ A.Ş. (Veteriner İlaçları ve Halk Sağlığı İlaçları) Türkiye Gübre Sanayi AŞ (TÜGSAŞ) TÜGSAŞ A.Ş. Gemlik Gübre Sanayi A.Ş. Samsun Gübre San. A.Ş. İstanbul Gübre Sanayi A.Ş. Kütahya Gübre A.Ş. İstanbul Satın Alma Müdürlüğü Binası Şanlıurfa depoları arazisi Tekirdağ Depoları Fatsa Depoları TEKEL Alkollü İçkiler Sanayi ve Ticaret A.Ş. Adana Sigara Fabrikası Tokat Sigara Fabrikası Bitlis Sigara Fabrikası İstanbul Sigara Fabrikası Malatya Sigara Fabrikası Samsun-Ballıca Sigara Fabrikası Ambalaj Fabrikası Müdürlüğü Ankara Başmüdürlük Binası (İkiz Kuleler) Bodrum Tesisleri ve Taşınmazları Gemlik Suni İplik Müessesesi Taşınmazları İnegöl Kibrit Fabrikası Taşınmazları İstanbul Tütün Mamulleri San. ve Tic. A.Ş, Kastamonu Jüt İpliği Fabrikası Makine ve Teçhizatı Kıbrıs Türk Tütün Endüstrisi Ltd. Şti. TEKA ile Sigara San. İşletmesi A.Ş.'ye ait puro marka ve varlıklar İzmir Yaprak Tütün İşletmesi Makine-Teçhizatı Çamaltı Tuz İşletmesi Müdürlüğü Ayvalık Tuz İşletmesi Müdürlüğü Çankırı Kaya Tuzlası Tuzluca Tuzlası Yavşan Tuzlası Kağızman Tuzlası Kaldırım Tuzlası Kayacık Tuzlası Kristal Tuz Rafine Sekili Tuzlası SÜMER HOLDİNG Adıyaman İşletmesi Bakırköy İşletmesi Diyarbakır İşletmesi Malatya İşletmesi Sarıkamış İşletmesi TÜMOSAN İşletmesi Sarıkamış Ayakkabı İşletmesi, Manisa Pamuklu Mensucat A.Ş. Beykoz Deri ve Kundura İşletmesi Çanakkale Sentetik Deri İşletmesi Yeşilova Halı Yün İplik ve Battaniye Fabrikası T. A.Ş. Akdeniz İşletmesinin Makine ve teçhizatları, ASELSAN Hisseleri BUMAS ERYAĞ İstanbul İmar Ltd. Şti. Mazıdağı Fosfat Tesisleri Merinos İşletmesinin Makine ve teçhizatları, Merinos Halı Markası Ortadoğu Tekonpark A.Ş. (%15.00 hisse) SÜTAŞ hissesi Tercan İşletmesi Makine ve Teçhizatları Şeker Fabrikaları Adapazarı Şeker Fabrikası Amasya Şeker Fabrikası Kütahya Şeker Fabrikası Et ve Balık Üretim AŞ (EBÜAŞ) Manisa Et Ve Tavuk Kombinası Samsun Soğuk Hava Deposu Mersin Soğuk Hava Depoları Çeşitli illerde 11 Mağaza, 23 büro Enerji Sektörü PETKİM TÜPRAŞ BURSAGAZ ESGAZ Başkent Doğalgaz Dağıtım A.Ş. Elektrik Üretim AŞ(EÜAŞ) Akarsu Santralleri Ahlat Akarsu Santrali Akyazı Akarsu Santrali Anamur Akarsu Santrali Bayburt Akarsu Santrali Berdan Akarsu Santrali Besni Akarsu Santrali Bozkır Akarsu Santrali Bozüyük Akarsu Santrali Bozyazı Akarsu Santrali Bünyan Akarsu Santrali Büyükkızoğlu Akarsu Santrali Cerrah Akarsu Santrali Çağ Akarsu Santrali Çamardı Akarsu Santrali Çemişgezek Akarsu Santrali Değirmendere Akarsu Santrali Dere Akarsu Santrali Dereköy Akarsu Santral Derinçay Akarsu Santrali Derme Akarsu Santrali Durucasu Akarsu Santrali Engil Akarsu Santrali Erciş Akarsu Santrali Erkenek Akarsu Santrali Ermenek Akarsu Santrali Esendal Akarsu Santrali Finike Akarsu Santrali Girlevik Akarsu Santralleri Göksu Akarsu Santrali Hamitabat Elektrik Üretim Ve Tic. A.Ş. Hendek Akarsu Santrali Hoşap Akarsu Santralleri İvriz Akarsu Santralleri Karaçay Akarsu Santrali Karaköy Akarsu Santrali Kayadibi Akarsu Santrali Kayaköy Akarsu Santrali Kernek Akarsu Santrali Kısık Akarsu Santrali Kiti Akarsu Santrali Koçköprü Hidroelektrik Santrali Kovada I Akarsu Santrali Kovada II Akarsu Santrali Koyulhisar Akarsu Santrali Kuzuculu Akarsu Santrali Malazgirt Akarsu Santrali Otluca Akarsu Santrali Pınarbaşı Akarsu Santrali Sızır Akarsu Santrali Silifke Akarsu Santrali Sönmez Akarsu Santrali Suuçtu Akarsu Santrali Telek Akarsu Santrali Uludere Akarsu Santrali Visera (Işıklar) Akarsu Santrali Zeyne Akarsu Santrali Termik Santraller Çatalağzı Termik Santrali Kangal Termik Santrali Kemerköy Termik Santrali Kemerköy Liman Sahası Orhaneli Termik Santrali Seyitömer Termik Santrali Soma Termik Santrali Tunçbilek Termik Santrali Yatağan Termik Santrali Yeniköy Termik Santrali Türkiye Elektrik Dağıtım AŞ (TEDAŞ) Akdeniz Elektrik Dağıtım A.Ş. ARAS Elektrik Dağıtım A.Ş. Başkent Elektrik Dağıtım A.Ş. Boğaziçi Elektrik Dağıtım A.Ş. Çamlıbel Elektrik Dağıtım A.Ş. Çoruh Elektrik Dağıtım A.Ş. Dicle Elektrik Dağıtım A.Ş. Fırat Elektrik Dağıtım A.Ş. Gediz Elektrik Dağıtım A.Ş. İstanbul Anadolu Yakası Elektrik Dağıtım A.Ş. Meram Elektrik Dağıtım A.Ş Osmangazi Elektrik Dağıtım A.Ş. Sakarya Elektrik Dağıtım A.Ş Toroslar Elektrik Dağıtım A.Ş. Trakya Elektrik Dağıtım A.Ş. Uludağ Elektrik Dağıtım A.Ş. Vangölü Elektrik Dağıtım A.Ş. Yeşilırmak Elektrik Dağıtım A.Ş. Bankacılık OYAKBANK T. Sınai Kalkınma Bankası Yapı Ve Kredi Bankası A.Ş. İş Bankası Hisseleri T. Halk Bankası Hisseleri Madencilik Mazıdağ Fosfat Tesisleri Divriği Demir Madeni Hekimhan Demir Madeni Alümina Madeni Güney Ege Linyitleri İşletmesi Bursa Linyitleri İşletmesi TKİ’ye ait 79528 ve 73021 no.lu maden ruhsatları ETİ Holding ETİ Bakır AŞ ETİ ELEKTROMETALURJİ A.Ş. ETİ Gümüş A.Ş. ETİ Krom A.Ş. Çayeli Bakır İşletmeleri A.Ş. Karadeniz Bakır İşletmesi (KBİ) Samsun İşletmesi Murgul İşletmesi Giresun'da 2 Maden ruhsatı işletme Hakkı Devir Murgul İşletmesi Hidroelektrik Santrali Samsun'da varlıklar Sinop'da 1 Maden ruhsatı işletme Hakkı Devir Sigorta Sektörü Ray Sigorta A.Ş. Başak Sigorta A.Ş. Ve Başak Emeklilik A.Ş. SEKA Taşucu Tersane Alanı Afyon İşletmesi Aksu İşletmesi Balıkesir İşletmesi Kastamonu İşletmesi Akkuş İşletmesi Çaycuma İşletmesi Karacasu İşletmesi Ank. Alım Satım Müdürlüğü Binası Ardanuç İşletmesi Varlıkları YİBİTAŞ KRAFT Torba İşletmesi, Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD) İskenderun Limanı Derince Limanı Mersin Limanı Taşucu Limanı Tersane Alanı, İskenderun İSDEMİR Limanı Ereğli ERDEMİR Limanı Türkiye Denizcilik İşletmesi (TDİ) Çanakkale’ye ait 9 Gemi, Çeşme Limanı Deniz Nakliyatı T.A.Ş. 3 Tanker Dikili Limanı Fenerbahçe-Kalamış Yat Limanı Kuşadası Limanı M/F Ankara Feribotu M/F Samsun Feribotu M/S Karadeniz Gemisi Nakliyat İnşaat Turizm İhracat Pazarlama A.Ş. Salıpazarı Liman Sahası (GALATAPORT) Şehir Hatları Çanakkale Hizmetleri ve 9 Gemi Trabzon Limanı Turan Emeksiz Yolcu Gemisi Yakıt II Gemisi Türk Hava Yolları (THY) Sabiha Gökçen Havaalanı THY – USAŞ Hisseleri THY- Lojman TÜPRAŞ USAŞ Hissesi Turizm ve dinlenme tesisleri Erciyes Sosyal Tesisi (Bayındırlık ve İskan Bakanlığı) Erciyes Sosyal Tesisi (DSİ) Erciyes Sosyal Tesisi (Karayolları Genel Müdürlüğü) Ataköy Otelcilik A.Ş. Ataköy Marina Ve Yat İşletmesi A.Ş Kuşadası Tatil Köyü Yeditepe Beynelmilel Otelcilik Turizm Ve Tic. A.Ş. (% 26 hisse) Emekli Sandığı Büyük Ankara Oteli Büyük Efes Oteli Büyük Tarabya Oteli Kızılay Emek İşhanı Kuşadası Tatil Köyü İstanbul Hilton Oteli Çelik Palas Oteli İletişim T.TELEKOM AyCell Çeşitli kurumlar OYAK İNŞAAT A.Ş. (%25 Hisse) Araç Muayene İstasyonu I. Bölge Araç Muayene İstasyonu II. Bölge MEYBUZ A.Ş. ARÇELİK Hisseleri ASELSAN Elektrik San. ve Tic. A.Ş. Hisseleri ASPİLSAN Askeri Pil San. ve Tic. A.Ş. Hisseleri HAVELSAN A.Ş. Hisseleri İstanbul İmar Ltd. Şti, KOÇ HOLDİNG A.Ş. Hisseleri KTHY Kıbrıs Türk Hava Yolları Ltd. Şti Hisseleri TOFAŞ Hisseleri AKP döneminde kapatılan kurum ve işletmeler SSK Eczaneleri (Tasfiye Edildi) Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü (Tasfiye Edilerek İl Özel İdarelerine Devredildi) REYTEK Adana, Adıyaman, Besni, Kahta, Malatya, Akçaabat, Akhisar, Aydın, Muğla, Milas, Bafra, Batman, Bekirhan, Beşiri, Kozluk, Kurtalan, Sason, Bitlis, Bursa, İnegöl, Hamdibey, Denizli, Acıpayam, Güney, Tavas, Buldan, Kale, Diyarbakır, Silvan, Bismil, Hatay, İskenderun, Yayladağ, Altınözü, İstanbul, İzmir, Cumaovası, Kemalpaşa, Tuzla, Yazıbaşı, Manisa, Kula, Salihli, Sarıgöl, Selendi, Osmancalı, Saruhanlı, Muş, Samsun, Tokat, Erbaa, Gümüşhacıköy, Taşova Yaprak Tütün İşletme Müdürlükleri ve Diyarbakır Yaprak Tütün İşletme Fabrikası Müdürlüğü Adana, Afyon, Ankara, Antalya, Aydın, Balıkesir, Bursa, Çanakkale, Çorum, Denizli, Diyarbakır, Edirne, Elazığ, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Hatay, İstanbul, İzmir, Kahramanmaraş, Kars, Kastamonu, Kayseri, Kocaeli, Konya, Kütahya, Malatya, Mersin, Muğla, Ordu, Sakarya, Samsun, Sivas, Tokat, Trabzon, Van ve Zonguldak Pazarlama ve Dağıtım Başmüdürlükleri Gönderen TheTrouDuCul78 TheTrouducul78 zaman: 19:20

19 Ocak 2017 Perşembe

T 6 Transporter

https://www.youtube.com/watch?v=uHu9TgNujy4

köprü havaalanı inşaatları

https://haber.140journos.com/kopru-otoyol-ve-havalimani-insaatlari-sonrasi-karsilastirmali-uydu-goruntuleriyle-kuzey-ormanlari-95a360d19a0c#.v9dblgryq

2017-18 ekonomik krizi

http://www.emrecetinblog.com/2017-2018-turk-ekonomik-krizi/

kuzey ormanları

https://haber.140journos.com/kopru-otoyol-ve-havalimani-insaatlari-sonrasi-karsilastirmali-uydu-goruntuleriyle-kuzey-ormanlari-95a360d19a0c#.8273w6p8u