31 Aralık 2014 Çarşamba

yaşar nuri nin tesbitleri

YAŞAR NURİ HOCANIN MUHTEŞEM TESBİTLERİ. BU TESBİTLER ŞİMDİ İÇERDELER NE YAZIKKİ:(((

Yaşar Nuri Öztürk Hoca'nın Türk Ordusu ile ilgili tespitleri..
(KISACA.. ORDU İÇİN DİNSİZ DEDİLER)
DİYANETİN DIŞINDA İMAM KADROSU OLAN TEK KURULUŞTUR ORDU, ORDUĞAHI İÇİNDE CAMİSİ OLAN BİRLİK ÇOKTUR...
TÜRKİYE'YE SUPER MAĞAZACILIĞI ÖĞRETEN VE YURDUN EN ÜCRA KÖŞELERİNE KADAR BU HİZMETİ VERENDİR...
ORDU PAZARLARINI YAR ETMEDİLER..
SOSYAL HAKKI EN GÜZEL VEREN YÜRÜTEN VE KOLLAYANDIR...

ORDU YARDIMLAŞMA..
BİRİKMİŞ PARASINI TÜRK SANAYİSİNE HİZMET İÇİN VERENDİR...
RENAULT OTOMOBİL VE DİĞERLERİ HİÇ BİR KAMU KURULUŞU PERSONEL PARASIYLA BUNU YAPMAMIŞTIR..
MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞIYLA YARIŞAÇAK KADAR OKUMA YAZMA ÖĞRETMİŞTİR...
''ALİ OKULLARI''. BURDUR ER EĞİTİM TUĞAYI EN ÜNLÜSÜ...
ORMAN İDARESİNDEN ÇOK AĞAÇ DİKMİŞTİR... BİRİSİ BİLE YANMAMIŞTIR..
İLK EHLİYET ALANLARIN TÜMÜ ASKERDE ARAÇ SÜRMEYİ
ÖĞRENMİŞTİR...
ORDUDAKİ ULAŞTIRMA BİRLİĞİ, DÜNYANIN EN BÜYÜK SÜRÜCÜ KURSUDUR...
OTO BAKIMI TAMIRİNİ BU MİLLET ORDU DONATIMLARDA VE KADEMELERDE ÖĞRENMİŞTİR.
AYAKLA ÇIĞNEMEDEN EKMEK YAPMAYI FIRINLARA ORDU EKMEK BÖLÜKLERİ ÖĞRETMİŞTİR..
EN ÇOK TERZİYİ ORDU DİKİM EVLERİ YETİŞTİRMİŞTİR.
EĞLENMEYİ TATİL YAPMAYI YAŞAMAYI BU MİLETE ORDU EVLERİ VE KAMPLARI ÖĞRETMİŞTİR....
OYSA HER KURULUŞUN KAMPI VE SOSYAL TESİSLERİ VE MİSAFİR HANELERİ VARDIR AMA YAŞATAMAMIŞLARDIR...
TÜRKİYE ''ÇOK ACİL'' İ KULLANIRKEN ORDU ''İVEDİ'' Yİ KULLANACAK KADAR TÜRKÇESİNE SAHİPTİR VE YAŞATANIDIR.
TÜRK ORDUSU SİLAH VE CEPHANE DEMEK DEĞİLDİR SADECE...
TÜM YAŞAM ARAÇ VE GEREÇLERİ İÇİN VAZGEÇİLMEZ DEV BİR KURULUŞTUR...
ÇOĞU KİTAPLARDA TAHARATIN KÜÇÜK TAŞLARLA YAPILMASI ANLATILIR...
ER EĞİTİM TUGAYLARINDAKİ TÜM
TUVALETLER BU YÜZDEN TIKANIRDI...
BU ORDU MİLLETİNE KIÇINI TEMİZLEMEYİ ÖĞRETMİŞTİR...
BURDUR ER EĞİTİM TUGAYINDA USTA ERLERE TUVALET NÖBETİ TUTTURUPTA CEBİNDE TAŞLA HELAYA GİRMESİNLER DİYE ALINAN TEDBİRLERİ DENETLİYEN BİRİ OLARAK BİLİYORUM...
ETEK VE KOLTUK ALTI TEMİZLİĞİNİN KONTROL EDİLİP ÖĞRETİLDİĞİ YERDİR ORDU..
ABD NİN SADECE VİETNAM DA, FRANSANIN SADECE CEZAYİR DE, RUSLARIN SADECE KATYN DE
KATLETTİKLERİNİN BİNDE BİRİ TÜRK ORDUSUNUN ŞEREFLİ TARİHİNDE YOKTUR..
BUNLARIN HEPSİ BİR YANA ; DOSTU DÜŞMANI BİLİR Kİ ORDUNUN BİR DİĞER ADI 'MUHAMMEDİN OCAĞI'' DIR...
BUTÜN BU SALDIRILAR BU
MÜKEMMELLİĞEDİR.
BÜTÜN BUNLAR BU GÜZELLİKLER TOPLAMINA OLAN KISKANÇLIKTIR..
''ASKERDE ADAM'' OLMAK SÖZÜNÜN, ANADOLUNUN DİLİNDEN KAZINAMAMASI BU YÜZDENDİR..
MUHAMMEDİN OCAĞINI ALLAH KORUSUN...
AMİN
++++++++++++++++++++++++++++
''Önemle ve ciddiyetle derim ki;
Türkiye Cumhuriyeti kutsal tanıdığı, bağımsızlığını ve özgürlüğünü savunmada hoşgörülü olamaz.''
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK


''Sahipsiz olan bir memleketin batması haktır;

PROTOKOL - OS !

 harika yavvv ! ben de hep merak ederdim! noluyor bu protokole ! diye!.... meğerse ondanmı kalkarmış !...

maraş

istuzu akepenin kapatması !

29 Aralık 2014 Pazartesi

limonlu su içmek

Limonlu su içmek için 8 neden
Her gün mutlaka bir bardak limonlu suyunuzu için.
1. Cildinizi temizler
Su içmek kendi başına vücudunuzu toksinlerden arındırır ama içine C vitamini eklendiğinde kanınızdaki toksinleri de temizlenir ve cildiniz kızarıklıklardan ve ince çizgilerden kurtulur.
2. Ph seviyenizi düzenler
Ph seviyenizi düzenlemek sizi pek çok hastalığa karşı korur.
3. İmmün sisteminizi güçlendirir
Limonun içindeki potasyum kan basıncını düzenler, beyni uyarır ve soğuk algınlığı ile savaşır.
4. Kilo vermenizi sağlar
Limonlu su içmek yemek aşermenizin önüne geçer, metabolizmanızı güçlendirir ve şişkinliğinizi atmanızı sağlar.
5. Akşamdan kalmalığınızı yok eder
Limonlu su midenizi sakinleştirir ve antiseptik işlevi görerek detoks yapmanızı sağlar.
6. Nefesi tazeler
Limonlu su, sigara, baharatlı yemek ya da alkolden dolayı kötü kokan nefesinizi tazeler.
7. Beynin ve sinir sistemininin daha hızlı çalışmasını sağlar
İçeriğindeki potasyum sayesinde depresyonunuzdan kurtulmanızı, unutkanlığınızı atmanızı ve beyin sisinin ortadan kalkmasını sağlar.
8. Solunum problemlerinize yardımcı olur
Eğer solunum yollarınızda probleminiz varsa, limonlu su sizin için ideal içecektir! Limon, antibakteriyel özelliği sayesinde göğüs enfeksiyonlarınızdan kurtulmanızı ve öksürüklerinizin rahatlamasını sağlar.
Sevdiklerinizi bilgilendirmek için PAYLAŞINIZ ..
Düşündüren Bilgilendiren sayfasından alınmıştır.

ruh sağlığı !

SAĞLIKLI BİR RUH İÇİN!
Doç. Dr. Şafak Nakajima
Migren, yüksek tansiyon, astım, fibromiyalji, kolit, mide / barsak ülserlerinden, kalp, kanser, sık sık enfeksiyonlara yakalanmaya kadar varan sayısız hastalığın ortaya çıkmasında, ruhsal sorunların büyük rolü olduğunu biliyor musunuz?
Araştırmalar, bedensel hastalıklarla polikliniklere başvuranların %85'inde yakınmaların, psikolojik nedenlerden kaynaklandığını gösteriyor.
Ruh sağlığını korumak, sadece yaşam memnuniyetini arttırmakla kalmıyor, aynı zamanda bedensel sağlığın da iyi olmasını sağlıyor.
Peki ruh sağlığınızı korumak için neler yapabilirsiniz?
• Öncelikle kendinizi tanıyın ve duygularınızı yönetmeyi öğrenin!
Kendilerini tanımayan insanlar, eş, meslek, yaşam çevresi seçiminde hatalar yapar! Bu yanlış seçimler, onlara mutsuzluk getirir.
Ruhsal gelişim programlarına katılmak ve insan psikolojisi ile ilgili akılcı ve bilimsel kitaplar okumak sizi geliştirir ve ruh sağlığınızı korumanıza yardımcı olur.
• Çoğu insan ya geçmişte yaşar, depresif hisseder veya geleceğe odaklanır, endişelenir.
Oysa yaşanan tek gerçeklik, içinde bulunduğumuz andır. Geçmiş, gelip gitmiştir, gelecekse belirsizdir.
Yaşanan ana odaklanmayı öğrenmek için, bilinçli farkındalık ve meditasyon yöntemlerinden yararlanabilirsiniz!
• Olumsuz düşünce ve davranış kalıplarını, olumlu olanlarla değiştirin!
II. Dünya Savaşı’nda toplama kamplarında kalan ve tüm ailesini kaybeden, ‘’İnsanın Anlam Arayışı’’ kitabının yazarı Dr. Viktor E. Frankle şöyle der:
‘’Bir uyaranla, ona verdiğimiz yanıt arasında bir boşluk vardır. O boşlukta, vereceğimiz yanıtı belirleriz. O boşlukta bizim özgürlüğümüz yatar.’’
O boşluğu iyi kullanın! Düşüncesizce davranmamayı öğrenin!
Düzenli günlükler tutarak, düşünce ve davranış akışınızı düzenleyin.
• Yediklerinize ve içtiklerinize dikkat edin!
Beyniniz ve bedeniniz, yediklerinizin ve içtiklerinizin ürünüdür!
Sağlıksız beslenme, toksik maddelerin tüketimi (asitli içecekler, alkol, sigara, madde, vb), sağlıklı bir ruh halini engeller.Beden sağlığınıza önem verin!
• İyi uyuyun!
Beyin ve beden, uyku sırasında kendisini yeniler! Stres, endişe ve depresyonda, uykusuzluk çok önemli bir etmendir.
• Zamanınızı iyi değerlendirin!
Çoğu insan günümüzde serbest zamanlarını, açık havada bedensel aktiviteler yapmak yerine, bilgisayar başında zaman öldürerek geçiriyor.
Ailenizle ve dostlarınızla kaliteli zaman geçirin!
Günlük yarım saatlik bir yürüyüş size, hem metabolizmanızı hızlandırma, hem de gereksiz bilgi bombardımanı ile yorulan beyninizi biraz olsun dinlendirme şansı verecektir.
• Yaşamınızı anlamlı kılın!
Günümüz insanı, can sıkıntısı ile keder arasında sıkışmış durumda. Yaşamlar ve ilişkiler giderek derinliğini kaybediyor.
Güç, para, iktidar hırsı, madde kullanımı, çılgınca alışveriş, aşksız cinsellik, estetik operasyonlar, vs. ruhun kara deliklerini doldurmaya yetmiyor.
İnsanlığa ve dünyaya doğrudan katkı sunan bazı meslekler, sahiplerine bu duyguyu yaşatabiliyor.
Sorumluluk duygusu gelişmiş, bakabileceği sayıda çocuk yapan, onu topluma bir değer olarak katan ebeveynler de anlamlı yaşıyor.
İçinde yaşadığı toplumu, politikacıların insaflarına terk etmeyen, elini taşın altına koyup, haksızlık ve sorumsuzluklara başkaldıran, dünyayı daha yaşanılası bir yer kılmaya çalışan insanlar anlamlı yaşıyor.
Sürekli yakınmak yerine, toplumsal ve siyasi sorumluluklar üstlenin!
Görme özürlülere kitap okumaktan, kimsesiz hastaların ziyaretlerine, ailesiz çocuklara bakım desteği sunmaktan, yetişkinlere okuma-yazma öğretmeye kadar sayısız gönüllü hizmet, kendi dar ve bencil sınırlarımızı aşıp dünyaya katkı sunmamızın güzel yolları.
• Stres kontrolünde etkin yöntemlerden yararlanın!
Doğa yürüyüşleri, yararlı kitaplar okumak, meditasyon yapmak, günlük tutmak, komedi filmleri izlemek, hayvan beslemek gibi aktivitelerin hepsi, antidepresan ilaçlardan daha etkili ve üstelik zarar vermeyen seçenekler arasında.
Doğal tedaviler konusunda, www.safaknakajima.com adresli web sitemden yararlanabilirsiniz!
• ‘’İnsanın cehennemi, başka insanlardır’’ der, ünlü Fransız yazar ve varoluşçu felsefeci Jean-Paul Sartre.
Sürekli hayattan ve her şeyden yakınan, bencil, kaba, düşüncesiz, her şeye küsen, alınan, surat asan, olay çıkaran, aşırı kıskanç ve saldırgan insanlarla yaşamak, dünyayı cehenneme çevirir.
Bu tür bir insan olmaktan kaçınmak ve böyle insanlardan mümkün olduğunca uzak durmak, uzak duramadığınız takdirde onlarla daha iyi iletişim yollarını öğrenmek, kendinizi iyi hissetmeniz için çok büyük önem taşıyor.
Ve minik ama çok etkili davranışları yaşamınıza yerleştirin:
• Gülümseyin!
Sadece ailenizdeki bireylere ve arkadaşlarınıza değil, göz göze geldiğiniz insanlara da gülümseyin! Telefonda konuşurken gülümsemek bile, karşı tarafın kendisini çok daha iyi hissetmesini ve size daha güzel yanıt vermesini sağlayacaktır.
• ‘’Lütfen’’ demeyi ve teşekkür etmeyi unutmayın! En küçük hizmet için bile!
• Özür dileyin! En küçük kusurunuz için bile!
• Soğuk ve mesafeli olmak yerine, içten ve coşkulu olun! Sevginizi sarılarak, dokunarak göstermekten kaçınmayın. Dostluk ve sevgiyle dokunmak, güven vericidir.
Bu listeye daha pek çok şey eklememiz elbette mümkün!
Şimdi lütfen bu maddeleri tek tek gözden geçirin ve bugünden itibaren ruh sağlığınız için yaşamınızda bir şeyleri değiştirmeye başlayın!
Sağlıklı bir yeni yıl dileğiyle!
Beğen ·  · 

park etme ve kişilik

yansıyan ağrı bölgeleri...

istifa eden akepe li

https://www.facebook.com/yavuz.ozalp/posts/10152764531224193?notif_t=close_friend_activity

28 Aralık 2014 Pazar

Toplum yumurta ve tavuk

osmanlı arşiv binası. abra kadabra....otel olmuş! sultanahmet

YAZIK
Bu fotoğrafı tatil programı yapın diye koymadım. Üstelik daha tatile çok var. Bu resimde gördüğünüz otel binası Sultanahmet’te. Otel olmadan önce “Başbakanlık Osmanlı Arşivleri” binası idi. Devlet yetkililerimizin aklına birden bu binanın çok eskidiği restore edilmesi gerektiği fikri geldi. Restorasyona alındı. “Başbakanlık Osmanlı Arşivi restorasyon çalışması” diye bir koca tabela da asıldı. Gel zaman git zaman bir de bakıldıki koca Osmanlı Arşiv binası, abrakadabra “Otel” oluvermiş.
Resimdeki otel işte o otel. Sura Hagia Sophia Hotel.
Arşiv bahçesinde bulunan limon, defne ve asma ağaçları da kesilmiş. İnşaat sırasında asırlık çınarlar da zarar görüp kurumaya başlamış..
Arşivler ne mi oldu? 100 milyon belge ve 370 bin defter bulunan henüz tasnif edilmiş ama okunmamış koca arşiv Kağıthanede dere yatağında bir binaya doldurulmuş. Sonra sel basmış, yarısı mahvolmuş kalanı da nemden küflenmeye ve silinmeye yüz tutmuş.
Atalarının mezar taşını okuyamamaktan yakınan, Osmanlıca zorunlu olsun diye yaygara koparan zevat’ın yediği halta bakılırsa, dertlerinin ne olduğu çok açık. Cumhuriyetle hesaplaşmak..
“Hüvelbaki Osmanlı ”
Mezar taşında bu yazıyor.Okuyabildin mi şimdi?
İlhan Ertürk

OSMANLICA DİYE BİR ŞEY

Osmanlıca iste istemesine de aklına mukayyet olmayı da unutma!
Şemseddin Sami'nin , Osmanlıca konusunda düşüncesi...
Üstelik o devirde, Osmanlı döneminde...
Bilgisizlikten ve sırf karşı gelmek olsun diye devrimlere çamur atmayı alışkanlık durumuna getirmiş yobaz kitleye ,Şemsettin Sami'nin bu sözünü anımsatsak yeterli oysa.
Kamusı Türki, adında "Türk" kelimesi geçen ilk Türkçeden Türkçeye sözlüktür. Şemseddin Sami, bu sözlükte Osmanlıca'da kullanılan, ancak konuşulan Türkçeye girmeyen Arapça ve Farsça sözcükleri ayıkladı, Türkçe kökenli sözcüklere ağırlık verdi. Ayrıca, Türkçeyi varsıllaştırmak için dile yeniden kazandırılması gerektiğine inandığı doğu Türkçesine ve Anadolu Türkçesine özgü sözcüklere yer verdi.
Türkçenin Diriliş Hareketi
www.suatozer.com
www.yalcinmihci.com

OSMANLIDA VELEDİ ZİNA. piç!

OSMANLI’NIN TORUNLARINA UYARI!
Osmanlı Şeriatı’na göre bir erkek ile bir kadının evlenmeden, yani nikâh kıymadan çiftleşmesi, yani cinsel ilişkide bulunması “zina”dır. Zina, suçtur.
Osmanlı Şeriatı’na göre, zina sonucu doğan çocuklara “veledi zina” denilir.
Veledi zina; gayri meşru çocuk, yani “piç” demektir.
Piç, Farsça isimdir, hakaret ya da küfür anlamı taşımaz.
36 Osmanlı padişahından 4-5’i hariç, tümü Harem’deki cariye adı verilen seks köleleri ile nikâhsız olarak çiftleşmişlerdir. Yani, Osmanlı Şeriatı’na göre zina suçunu işlemişlerdir.
Osmanlı padişahlarının, cariyelerle evlilik dışı birleşmelerinden doğan erkek çocuklarına “şehzade”, kız çocuklarına ise “sultan” unvanı verilmiştir.
Bazı istisnalar dışında, Osmanlı şehzadeleri ve sultanlarının tümü veledi zina’dır, yani gayri meşrudur, yani piç’tirler.
Bu şehzadelerden tahta çıkanlar, padişah olmuşlardır.
Bu konuyu, ayrıntıları ve örnekleriyle “GELİN YÜZLEŞELİM” adlı kitabımda yazdım.
Günümüzde Osmanlı padişahlarına “ecdadımız” diye böbürlenenlerin, “Osmanlı’nın torunlarıyız” diye övünenlerin, ağızlarından çıkan sözlerin hangi anlama geldiğini dikkatlice düşünmelerini öneririm.
Yılmaz Dikbaş
28 Aralık 2014
dikbas@kalinka.com.tr
0532 233 31 52

27 Aralık 2014 Cumartesi

gusl abdesti !!!!.....zebun-ı hıyaralr

VİCKS.......FAYDALARI

DİKKAT...
VICKS çocukluğumuzdan günümüze kullanılan bir merhemdir. İçinde bulunan kafur ve mentol sayesinde sürülen noktalarda ki kılcal damarları genişleterek toksin attırır ve ağrıyı azaltır. Ayrıca ökaliptol, terebentin, mentol sayesinde solunum yollarını düzenler, akciğerlerde salgıyı arttırır. VICKS’i sadece solunum yolları için kullanıyorsanız yanılıyorsunuz. İşte, VICKS’in bilinmeyen faydaları ;

viks
Gece yatarken ayak tabanlarınıza VICKS sürün, ovalayarak yedirin ve çoraplarını giyin. Öksürüğünüz varsa hemen kesildiğini fark edeceksiniz. Özellikle gece oluşan öksürükleri bu uygulama hemen durdurur.
Uzun yürüyüşler ve spor sonrası oluşan kas ağrılarında Vicks ağrıyı giderir ve rahatlatır. Bu nedenle ağrıyan kaslarınızın üzerine merhemi yedirerek sürmek çok etkilidir.
mantar
Ayak tırnaklarınızda tırnak mantarı varsa, Viks’i kullanın. Tırnaklara yaklaşık 2 hafta kadar viks sürdüğünüzde zamanla rengi koyulaşacak ve mantarlar ölecektir. Normal ve sağlıklı tırnaklar çıkmaya başlayacaktır.
Darbe sonucu veya düşme ile oluşan morarmalar da ve şişmeler de kullanılan viks, bölgeyi rahatlatır. Morluklar oluşmaz, şişmeler iner.Baş ağrısında alnınıza süreceğiniz bir miktar viks, basıncı azaltarak ağrıyı hafifletir.
uyku
Uyku probleminiz varsa, ılık su içine atılan viks’i odanızda bırakın. Viks’in buharı odayı doldurduktan sonra çok rahat uyuduğunuzu fark edeceksiniz.
Enfeksiyon kapmayı önlemek için yaralandığınızda viks kullanabilirsiniz.
Evinizde kedi besliyorsanız, kediler tırmalamayı severler. Kedinizin en çok tırmaladığı alana bir parça viks kullanın. Kokusu kedinizin o noktaya gitmesini engelleyecektir.
soğuk algınlığı
Bir kene tarafından ısırıldığınızı fark ederseniz hemen oraya viks sürün. Güçlü olan kokusu kenenin hemen kendini bırakmasını sağlayacaktır.
Sivrisinekler tarafından çok ısırılıyorsanız açıkta kalan yerlerinize bir miktar viks sürün. Sivrisinekler sizi ısırmayacaktır. Ayrıca sivrisinek ısırığına sürülen viks, kaşıntıyı keser.
Gripseniz ve kendinizi kötü hissediyor ve hırıltılı öksürüğünüz varsa, göğsünüze ve sırtınıza viks sürün. Birer gazete kağıdı ile üstünü kapatın ve kıyafetlerinizi giyin. Göğsünüz yumuşayacak ve öksürük ortadan kalkacaktır.
SEVDİKLERİNİZDE OKUYABİLSİN DİYE LÜTFEN PAYLAŞALIM.

23 Aralık 2014 Salı

akepenin kuruluşu A. dilipak

DİLİPAK: AKP, AMERİKA'NIN İNGİLTERE'NİN İSRAİL'İN GİZLİ BİR PROJE PARTİSİDİR!...
https://www.youtube.com/watch?v=Y4AMEkxtQQ0
Dilipak’tan ‘Aktarılanlar doğru fakat…’ açıklaması
Abdurrahman Dilipak’ın, yazı dolayısıyla bir vesile ile gündüz arayacağını düşünmüştüm. Akşam aradı. “Abdurrahim Bey politikacı olmuş. Anlattıklarımın hepsini aktarmamış” dedi. Merakla, “Politikacı olmakla neleri saklamış? Hangi bölümleri atlamış” dedim.

“Çamlıca’daki o villada anlatılanlar” başlıklı yazım, yayına girdiği andan itibaren bir hayli yankı buldu. Ben yazıyı Merkez Parti Genel Başkanı Prof. Abdurrahim Karslı’nın ağzından dinlemiş, sonra da bir iki isimden konuşmayı teyit etmiştim.
Yazıyı okuyanların hatırlayacağı gibi, AK Parti’nin kuruluşu ile ilgili esas açıklamayı yapan ise yazar Abdurrahman Dilipak idi.
Dilipak ile epey geçmişe dayanan bir tanışmışlığımız var. Hala zaman zaman görüştüğümüz oluyor. Birbirimize en kısa yolla ulaşabileceğimiz iletişim bilgilerimiz iki tarafta da var.
Buna rağmen, bu yazının asıl kahramanı olmasına rağmen Dilipak’tan bu yazıyı teyit yoluna bilerek gitmedim.
Abdurrahman Dilipak’ı arayıp, “Abi, (yaşı da, meslek kıdemi de benden fazla. Hep abi diye hitap ettim) böyle bir toplantı olmuş, bu toplantıda sizin böyle şeyler anlattığınız söyleniyor. Ne dersiniz” demedim.
Demedim. Çünkü, Abdurrahman Bey’in kendisinden bu konuyu eyep önce duymuştum. 28 Şubat davası dolayısıyla mağdur olduğu ve evinin haciz sonucu satılma ihtimalinin olduğu günlerde idi. (2010 diye aklımda kalmış. Yanlış hatırlıyor olabilirim.)
O dönem, kendisine sahip çıkmadıkları için AK Parti’ye ve Erdoğan’a çok kızgın olduğu günlerdi. AK Parti’nin nasıl kurulduğuna ilişkin ayrıntıları o dönem kendisinden dinlemiştim. Ayrıca, kuruluş öyküsünü köşe yazılarında birkaç defa farklı vesilelerle dile getirmişti.
Ayrıca Çamlıca'daki villa buluşmasında konuşulanları anlatan da ev sahibi Karslı’dan başkası değildi.
Geçtiğimiz günlerde Prof. Karslı ile bir dost ortamında çay içerken, evindeki toplantıyı, katılanları ve konuşulanları kendi anlattı. Ben sohbet sırasında, kafamdan bu konuyu yazıp yazmama konusunda mahremiyeti olup olmadığı konusunu geçirip, “Bu paylaştıklarınızı yazmanın bir sakıncası var mı?” diye sormayı düşünürken Karslı, bunları ekranda da anlattığını söyledi.
“+1 TV’de yayınlanan Cem Özer’in programında bütün ayrıntıları ile yayında paylaştım” dedi.
“Yazabilir miyim” diye sormama gerek kalmamıştı.
Dolayısıyla bu yazı ile ilgili teyit edilmesi gereken her türlü doğrulama mekanizması, benim ölçülerime göre işletilmişti.
Abdurrahman Dilipak’ın, yazı dolayısıyla bir vesile ile gündüz arayacağını düşünmüştüm. Akşam aradı. Bir süreden bu yana dişlerinden yaşadığı sorundan dolayı gördüğünü söyledi. Tedavi yüzünden gün içinde arayamamış.
Uzunca sayılacak bir konuşma oldu. Yazdıklarımda yalan ve yanlış bir şey olmadığını söyledi. Bunu farklı ortamlarda defalarca anlattığını ve gündeme getirdiğini söyledi.
Dilipak, ardından ekledi. “Abdurrahim Bey politikacı olmuş. Anlattıklarımın hepsini aktarmamış” dedi.
Merakla, “Politikacı olmakla neleri saklamış? Hangi bölümleri atlamış” dedim.
AK Parti’nin anlattığı şekilde kurulduğunu ama Erdoğan’ın artık bağımsız hareket ettiğini söyledi. Bağımsız hareket ettiği için Abdullah Bey’in 2007’de Cumhurbaşkanı seçilebildiğini söyledi.
Kendisinin sadece bir yazar olmadığını aynı zamanda bir aktivist olduğu vurgusunu yaptı.
Mavi Marmara’nın Gazze’ye gitme işinin de bir İHH projesi olmadığını anlattı. Ona ilişkin pek dillendirilmeyen noktalar paylaştı. Detaylarını yapacağımız röportajda anlatacak.
Cumhurbaşkanı seçimleri öncesinde 5 Ağustos’ta kararlaştırdığımız buluşmayı, diş tedavisi sonrasında Rotahaber’i ziyaret etme şeklinde yapmak üzere sözleşerek görüşmeyi bitirdik.
***
Normalde, yazılarımla ilgili tepkiler üzerine ikinci bir yazı yazmamaya çalışıyorum.
Lakin, Çamlıca’daki villa konuşmalarını yazmamdan dolayı belli bir kesim oklarını son zamanlarda yöneltmedikleri kadar bana ve Rotahaber’e çevirdi.
Hem de, akla gelebilecek her türlü bayağı yöntemler kullanılarak yapılmaya çalışıldı.
Ben 33 yıldan bu yana gazetecilik yaptım. Bu mesleğimi 4 yıldan bu yana da Rotahaber’de yürütüyorum. Biz alnımızın akı ile işimizi yapıyoruz.
Hiçbir zaman küçük hesapların peşinde olmadık. Olsa idik, bugün kayıtsız şartsız kime destek vermemiz gerektiği gün gibi aşikar.
Biz onun yerine birilerini kızdıracak olsak da bildiğimiz doğruları paylaşmaya çalışıyoruz.
Ne var ki, doğruları duymak bütün tarafları rahatsız ediyor.
Daha görecek ve yaşayacak çok şey var anlaşılan.
Allah, memleketimizi içine sürüklenmek isteyen musibetten korusun.
Ünal TANIK / Rotahaber
unaltanik@rotahaber.com
unaltanik@gmail.com
Twitter: @tanikunal
Facebook: www.facebook.com/pages
Beğen ·  · 

akepenin kuruluşu Ali bulaç

Ali Bulaç da AKP'nin nasıl kurulduğunu anlattı

22 Ara 2014 12:07 Samanyolu Haber

Geçtiğimiz günlerde Merkez Parti lideri Abdurrahim Karslı, kendi evinde gazetecilerin de olduğu bir toplantıda yandaş yazar Abdurrahman Dilipak'ın, 'AKP'nin bir ABD-İsrail proje partisi' olduğunu söylediğini ifade etmişti. O toplantıda bulunan Ali Bulaç bugün devamı da yazdı..


Karslı'nın Dilipak'a dayandırdığı ifadeler çok konuşuldu. Anlatılanlara görebazı güvenceler karşılığında (İsrail'in güvenliği, Kürt devleti kurulması gibi) ABD, İngiltere ve İsrail eliyle AKP kuruldu, merhum Yazıcıoğlu ve Erbakan'ın reddettiği iktidar planını Erdoğan kabul etti.Dilipak'ın doğruladığı görüşmede anlatılanları bugün Ali Bulaç köşesinde yazdı. O toplantılarda bulunan Bulaç, Erbakan'ın ölmeden önce kendisine bunu belgeleriyle gösterdiğini de anlattı.
İşte Bulaç'ın o yazısı

***

AK Parti bir proje miydi?
Geçenlerde Merkez Parti Genel Başkanı Abdurrahim Karslı, +1 TV’ye verdiği röportajda Abdurrahman Dilipak’ın, “AK Parti’nin bir proje olarak ABD, İngiltere ve İsrail tarafından kurulduğunu iddia ettiğini”, kuruluşuna destek veren güçlerin, şu üç şeyi talep ettiğini söyledi:
Dilipak, 'AKP, ABD, İngiltere ve İsrail'in projesidir' demiş
Dilipak, 'AKP, ABD, İngiltere ve İsrail'in projesidir' demiş
VİDEO İÇİN TIKLAYIN

1. Biz sizi iktidara taşıyalım. 2. Size iktidarda sorun çıkaracakları opere edelim. 3. Size gerekli finansal destekleri getirelim.” AK Parti’den istenenler de şunlardı: “a. İsrail’in güvenliğini artıracaksınız, önündeki engelleri kaldıracaksınız. b. Büyük Ortadoğu Projesi yani sınırların değişmesi. c. İslam’ın yeniden yorumlanmasında bize yardımcı olacaksınız.”

Bu konuyu yazmamın iki sebebi var: İlki, Sayın Karslı beni de şahid gösteriyor. Konu sosyal medyada yer aldıktan sonra doğru olup olmadığını soran onlarca e-mail aldım. Yine yazmayacaktım ama Dilipak, Rotahaber’den Ünal Tanık’a konuşulanları teyid edince yazmaya karar verdim. İkincisi, AK Parti hükümetinin neden Batı’yla bozuştuğunu anlamak için artık bunları yazmak lazım. Evet, o toplantıda vardım, 40 senedir tanıdığım Abdurrahman Dilipak, bunları –ifadelerde bazı değişiklikler olsa da- anlattı. Mesele şu:

1998’lerden başlamak üzere Amerikalılar, sıklıkla bizlerle görüşmeye başladılar. Biri gidiyor, üçü geliyordu. Sordukları şuydu: “Türkiye’de dindar zemini kuvvetli bir iktidar mümkün mü?” Ben ana fikir olarak şunları söylüyordum: “Türkiye’de İslami-muhafazakâr aktörlerin belirleyici rol oynadığı bir döneme giriyoruz. Kronikleşmiş sorunlarımızı eski zihniyetle çözemeyiz; bölge gibi Türkiye de yeniden şekillenmek durumunda, Batı İslam’a, Müslümanların hayat tarzına ve kaynaklarına saygı göstermelidir. Batı ile savaşmak zorunda değiliz ama Batı’nın süren tahakküm ve hegemonyası altında Ortadoğu böyle devam edemez. İsrail sınırlanmalı, rejimler demokratikleşmeli, kaynaklar adil dağıtılmalı, İslam’ın cevaz verebileceği siyasetlere engel olunmamalı.”

Ancak ne aktivisttim ne siyasi bir hevesim vardı. Dilipak ise çok hareketli, aktif bir arkadaşımız. Tanıyanlar bilir, her konuda projesi var. Yeni dönemde Türkiye için mümkün bir siyasi proje hazırladı, bundan hayli saygın kişilere bahsetti. Ve onun ifadesine göre Ankara’da birilerine çalıştığı dosyayı verince, Amerikalıların görüşme trafiği değişti, bir süre sonra Dilipak, projesinin “bazı değişiklikler”le AK Parti olarak ortaya çıktığını gördü. Bundan sonrası hepimizin malumu!

Amerikalılar, ikna edebilselerdi söz konusu projeyi Erbakan hocaya uygulatmayı düşünüyorlardı, ancak o reddetti. Erbakan hoca vefatından önceki son görüşmemizde AK Parti’nin nasıl kurulduğunu uzun uzun anlattı, elindeki bazı belgeleri bana gösterdi; Ertan Yülek Bey şahittir.

Karslı’nın evinde Dilipak, şunları da söyledi: “AK Parti böyle kuruldu ama Erdoğan artık bağımsız hareket ediyor.”

Bu köşeyi takip edenler, benim ilk günden AK Parti’nin BOP merkezli politikasına muhalefet ettiğimi; kuruluşta Amerikalılara ve Batı’ya –bölge ve İsrail adına- verilen taahhütlerin çok ağır olduğunu yazdığımı, bol keseden taviz ve taahhütlerde bulunmadan da bölgesel politika yürütmenin mümkün olduğunu savunduğumu bilirler. Elbette kıyamete kadar Batı’ya bağımlı kalmayacaktık ama bağımlılıktan kurtulmanın yolu bu değildi.

M. Ali Bulut’un yazdığına göre o dönemde bu proje rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’na da teklif edilmiş. Yazıcıoğlu, Erdoğan’a:
“Kardeşim zaman ve hadiseler bana öğretti ki, Amerika’nın desteğindeki bir siyasete hizmet edilmiyor. Eğer millete dayanarak siyaset yapacaksan geleyim. Aksi takdirde Amerika hep kendine hizmet ettirir.” Tayyip Bey ona, “Bir müddet Amerika’nın dediklerini yaparız, sonra millete hizmet ederiz. Mani olurlarsa dirsek vurur, gideriz.” deyince rahmetli, “Amerika dirsek vurulacak bir güç değil. Fil ile gireceğin yataktan ezilerek çıkarsın.” demiş, teklifi nazikçe reddetmiş. (Bkz. Haber7, 11 Ocak 2014)

Sistemin onayını al, imkânlarını kullan, sonra “Ben yokum” deyip diklen! Arkasından Saddam’ın Batı adına İran’la savaştıktan sonra Kuveyt’i işgal etmesini andırırcasına Suriye “Bizim iç meselemizdir, birkaç hafta sonra Beni Ümeyye Camii’nde namaz kılacağız” diye silahla rejim devirme ve müdahale arzularını açığa vur. Bu ilk günden yanlıştı. Bugün faturası hepimize kesiliyor!

kaçak saray kaçak proje

babalar gibi sattı..karısına rüyasında clıvelanta götür dediler tedavi için..ATATÜRK BURADA TÜRK DOKTORLARINA TEDAVİ OLMUŞTU !

22 Aralık 2014 Pazartesi

düşmek- kalkmak

ödüllü karikatürler

https://www.facebook.com/TCcem.cankalp/posts/10152944728784860?notif_t=close_friend_activity

mehmet akifin sofuluk şiiri

Sofuluk satıyorsun, elinde boy boy tesbih
Çevrende dalkavuklar; tapınır gibi, la-teşbih
Sarık cübbe ve şalvar; hepsi istismar, riya
Şekil yönünden sanki; Ömer'in devri güya
....
Herkes namaz oruçta; hepsi sözünü dinler
Zikir, Kur'an sesinden, yerler ve gökler inler
Ha bu din, iman, takva; inan ki hepsi yalan
Sen onları kendine taptırırsın vesselam
...
Derdin davan sadece, hep nefsi saltanatın
Şimdilik putu sensin tapılan menfaatın
Hey kukla kafalı adam, dinle sözümü tut
Bunların dilinde hak; ama kalbi dolu put

m

Sofuluk satıyorsun, elinde boy boy tesbih
Çevrende dalkavuklar; tapınır gibi, la-teşbih
Sarık cübbe ve şalvar; hepsi istismar, riya
Şekil yönünden sanki; Ömer'in devri güya
....
Herkes namaz oruçta; hepsi sözünü dinler
Zikir, Kur'an sesinden, yerler ve gökler inler
Ha bu din, iman, takva; inan ki hepsi yalan
Sen onları kendine taptırırsın vesselam
...
Derdin davan sadece, hep nefsi saltanatın
Şimdilik putu sensin tapılan menfaatın
Hey kukla kafalı adam, dinle sözümü tut
Bunların dilinde hak; ama kalbi dolu put