19 Şubat 2015 Perşembe

erdoğan FATİHA yı neden uygulamaz. Eren erdem.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın CHP Milletvekili Aylin Nazlıaka’yı eleştirirken kullandığı, ‘Bir Fatiha oku, tabii biliyorsan’ ifadesi, sosyal medyada günün konusu oldu. Gerçek Gündem adlı haber sitesi, İslam felsefesi üzerine yaptığı önemli çalışmalarla tanınan Eren Erdem’den Erdoğan’ın bu çıkışını yorumlamasını istiyor, o da şu değerlendirmeyi yapıyor: “Erdoğan Fatiha Suresi’ni okur. Hatta tecvidli de okur. Güzel de telaffuz eder. Ama içinde yazılanları tatbik etmez! Fatiha Suresi’nin emrettiği yaşam modeline karşıdır. Fatiha Suresi, Kur’an’ın direğidir. İslam’ın yaşam modelini irdeler. O surede ‘Allah dışında hiçbir otoriteye bağımlı olmamak’ farziyet kazanır. Bir kişi, Fatiha Suresi’nin Allah’ın emri olduğunu söylediği halde, mal-mülk topluyor, servet biriktirip yoksullarla bölüşmüyor, saltanat ihata ediyorsa din terminolojisine göre ‘münafık’ olmuş olur. Erdoğan’ın dindarlık anlayışına göre, Fatiha Suresi ‘papağan gibi Arapça okunup, anlamı düşünülmemesi gereken bir duadır.’ Ama Hz.Muhammed’in getirdiği dine göre bu sureler birer devrim manifestosudur. Ezilenlerin, yoksulların bağımlı hale getirildiği otoritelere savaş açma emri verilir o surelerde.” * * * * Eren Erdem devam ediyor: “Evveliyatı mücahit, bakiyesi müteahhit olan bu zihniyet aslında bilir bunu. Fatiha Suresi’ne göre, ‘insan sadece Allah’tan ister.’ Eğer bir sistem, insanın Allah’tan istemesini engelliyorsa tağuttur. Mesela, Allah, yeryüzünü rızıkla doldurmuştur. Kodamanlar bu rızkın etrafını çevirdiğinden ve insanlığın önemli bir kesimini bu rızıktan mahrum edip kendilerinde topladığından yoksulluk ortaya çıkmıştır. Dolayısı ile Fatiha Suresi’nde geçen ‘yalnız senden isteriz’ ifadesi, vahşi kapitalizmle mücadele andıdır. Şimdi, tek bir yüzükle siyasete girip bunca mal ve mülkün üzerine çöreklenmiş, bu kar kış zamanları yoksullar tir tir titrerken, kaçak saraylarda sefa süren, ve buna milli itibar kılıfı giydirenler, aslında Fatiha Suresi’ne göre ‘mücadele edilmesi gereken kodamanlardır.’ İslam bu kimselere nifak ehli der. Nifak ehli namazlı, niyazlı olabilir. Bu, onlarla mücadele şiarını ortadan kaldırmaz. Namaz, küfür ve nifağı örtmek için araç yapılmışsa, Müslümanlar’ın çok ciddi bir özeleştiri vererek bu durumla mücadele etmesi farzdır.” * * * * Gerçek Gündem bu kez “Yani dinin ibadetlerini yapıyor olmaları onları dindar kılmaz öyle mi?” diye soruyor. Erdem bu soruya da şu cevabı veriyor: “Elbette yapmaz! Bakınız, Ebu Cehil çok ibadet ederdi. Ama müşrikti. Yani, Allah ile arasına çeşitli vasıtalar koymuştu. Ebu Cehil, Allah’ı reddetmiyordu. Kabul ediyordu. Ama Ebu Cehil’in inandığı Allah, yeryüzünün mülkünü kendisi gibi kodamanlara havale etmişti. Kur’an’ın Maun Suresi bunun en net delilidir. Maun Suresi’nde ne diyor; ‘yazıklar olsun o namaz kılanlara ki.’ Bu vurgu ile yetimi gözetmeyen, ama namaz kılan birilerini eleştiriyor. Şimdi dikkat! Bu sure geldiğinde, Müslüman sayısı çok azdır. Henüz İslam’ın 6. senesidir. Bu ayetin, Müslümanları kast etmesi imkansızdır. O halde, birileri hem namaz kılıyor, hem yetimleri gözetmiyordu. İşte Mekkeli müşriklerin özelliği buydu. İbadet eder, gereğini yapmazlardı. Yoksulu görmez, servet toplar, bölüşmez, bölüştürmeye karşı çıkarlardı. İşte bugün iktidarda olan zihniyet, tam olarak bu zihniyettir. Kendi yarattığı seçkinler arasında bölüştüren, halktan çalan, gasp ettiklerini yığan, yoksullaştıran bir zihniyet. Bu zihniyet Fatiha’yı sadece ‘okur..’ Ama yaşamaz. Fatiha’nın gereklerini yerine getirmez. Ama akşama kadar Fatiha sömürüsü yaparak, mütedeyyin insanların dini hayatını katleder.” * * * * Eren Erdem bir soru üzerine sözü yine Fatiha Suresi sömürüsüne getiriyor: “Fatiha sömürüsü, dinin temel reflekslerini yok ederek, dini bir takım ritüellerden ibaret bir duruma dönüştürenlerin siyasal tavrıdır. Sosyal adalet yok. Eşitlik yok. Barış yok. Ne var? Kadını ikinci sınıf görmek. Çalmak, çırpmak, talan etmek, yağmalamak. Devletin malı deniz, yemeyen domuz diyerek kamu malına hücum etmek. Yandaşı kayırmak. Kendisi gibi düşünmeyenlere iftiralar düzmek. Kapitalizme abdest aldırıp, muhalifleri kapitalistlikle, emperyalistlikle suçlamak. Bu da yeni moda oldu. Amerikan atına binerek Osmanlı kılıcı sallayanlar, bugün kendilerine tepki gösterenleri Amerikan uşağı ilan ediyor. İslam’a tarihin en büyük zararını verenler bunlardır. Charlie Hebdo’yu eleştirip, Kur’an ve Peygamber ile alay edenleri görmezden gelenlerdir bunlar. Kız çocuklarını diri diri gömen zihniyeti eleştirip, kız çocuklarına şehvetle bakan nesiller yetiştirenlerdir bunlar. ‘Örtüsüz kadın perdesiz eve benzer, perdesiz ev ya satılıktır, ya kiralık’ diyenlerdir bunlar. Milyonlarca insanın emeğini sömürüp, kaçak saraylarda sefa sürenlerdir bunlar. Ve Hz.Muhammed tarihi bir söz ile bu yaklaşımı taçlandırıyor; ‘Bir kimseyle münasebet kuracağınız vakit, kıldığı namaza değil, dirhem ve dinarla ilişkisine bakın’ diyor. Yani, namazla aldatanlara kanmayın, parayla ilişkisine bakın diyor. Bu Hz.Muhammed’in sözü. İnsanları öyle bir hale getirdiler ki, Hz.Muhammed’in sözleri dahi değer görmüyor. İktidarın tepesinde şahıs ne yaparsa yapsın, ‘bizdendir’ gibi kirli bir söze sığınılıyor…“

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder