*Göktürklerde 1500 Yıllık Ay Yıldızlı Türk Parası
Orta Asya’da yapılan kazılarda Göktürkler’e ait sikkeler bulundu. Sikkelerdeki ay-yıldız motofi, Türkler’in ay yıldızı İslamiyetten önce de kullandığının en somut kanıtı olarak gösteriliyor.
Arkeologlar tarafından Kırgızistan, Özbekistan ve Tacikistan’da yapılan kazılarda ortaya çıkarılan toplam 104 sikke, ilk olarak geçen yıl Kırgızistan’da yapılan uluslararası bir konferansta kamuoyuna duyuruldu.
Altıncı ve yedinci yüzyılda basıldığı tahmin edilen ay yıldız motifli sikkelerin, Türk tarihindeki en eski paralar olduğu bildirildi.
Orkun Anıtlarından Sonra En Önemli Keşif
Türk adı tarihte ilk kez bir devrimle; Türk kavramı, Türkçe konuşan Orta Asya kavimlerinin diğer kavimleri de yönetimlerine alarak devletleşme sürecinde, dolayısıyla hukuka ve siyasal kurumlara kavuştukları aşamada ortaya çıkmıştı. Bayrağıyla, hukukuyla, askeri gücüyle, devlet hiyerarşisiyle, paranın geçerli olduğu ticaret yaşamıyla, iktisadi yapısıyla, maliyesiyle, kısacası bugün devlet dediğimiz örgütlenmeyi başaran Gök-Türkler tarihte ilk kez Türk adı taşıyan bir devlet kurarak devrim yapmıştı.
İkinci olarak ise, Türk adı tarihin gündemine gene bir devrimle geldi. Gök-Türklerle birlikte siyasal bağı ifade eden bir içerikle tarih sahnesine çıkan Türk adının, bu kez Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuyla yeniden tarihsel kökenindeki anlamını öne çıkaran bir içerik kazanması çok anlamlıdır.
Gök-Türkler kendine özgü yönetimleri, toplumsal-kültürel yaşamları, yazıtları ve başka değerlere sahip olmakla beraber adını saydığımız komşu toplulukların kültür ve uygarlıklarıyla sıkı temaslar kurmuş ve onlar aracılığıyla kendi uygarlığının yükselmesine zemin hazırlamıştır. Ayrıca Gök-Türkler söz konusu bölgelerin hem iktisadi, hem de kültürel yönlerden gelişmesinde öncülük yapmıştır. Yani, birbirlerinden epey uzak mesafede yar alan Batı ve Doğu ülkelerinin değerleri (kültürleri) onların komşusu olan Gök-Türkler yoluyla tanışmış ve etkileşmiştir.
Bazı bilginlere göre Sasanlı, Bizans, Tang (Çin) gibi o dönemin en büyük dünya imparatorlukları, Gök-Türk İmparatorluğu var oldukça yükselmiş, onun zayıflamasıyla da çökmeye başlamıştır ki, bunun nedeni de Gök-Türklerin kontrolündeki bu büyük coğrafyada, güvenle yaptıkları ve yaptırdıkları ticaretin duraklaması olmuştur.
Gök-Türk Devleti’nin kurulması hemen-hemen tüm Türk ve Orta Asya bodunlarının bir araya getirilmesi yanında, Türk uygarlığını oluşturan unsurların o dönemin anayasası diyebileceğimiz Türk Töresi, Eski Türk-Runik yazılarına dayanan ortak edebi dil, bölgesel yönetim merkezlerinin yanı sıra zanaat ve ticaretin var olduğu yerleşik tarım ve şehir kültürü, bütün Türklerin ortak mânevî kültürünün temelini oluşturan ve aynı zamanda ortak dini olan Gök-Tanrıcılığın gelişiminde de önemli rol oynamıştır.
Ayrıca kağanlıkta biçimlendirilen verâset yönetim sistemi, kendi döneminin en etkin askeri-siyasi yönetim sistemlerinden biriydi. İşte bu yönetim sistemi sayesinde, devletin iç güvenliğinin yanı sıra yeni toprakların fethedilmesi ve ele geçirilmesi de sağlanırdı. Böylece Türk halkları, kendi tarihinin gelişim zirvesinde yeni kuvvetli bir askeri-siyasi örgütün yanı sıra Çin, Hint, İran (Sogd, Tohar, Pers) ve Bizans uygarlıklarının en güzel taraflarını benimseyen örnek bir uygarlığı meydana getirmiştir.
Bu uygarlık sonuçta, doğuda Büyük Okyanus’tan, batıda Adriyatik Denizi’ne kadar uzanan Avrasya’nın uçsuz bucaksız topraklarını yurt kılan tüm Türk boyları ve halklarının kültürel kimliğinin başlıca işareti olmuştur.
Günümüzde hem Batı, hem de Doğu’daki tarihçilerin çeşitli yöndeki araştırmaları sayesinde İran, Çin, Hint, Yunan, Bizans ve Arap Müslüman uygarlıkları ile karşılıklı etkileşim içerisinde olan ve hattâ bunların merkezinde yer alan Türk uygarlığının temel unsurlarının geniş Orta Asya topraklarında ortaya çıktığı ve şekillendiği bir gerçektir.
--AZ Altay--
Orta Asya’da yapılan kazılarda Göktürkler’e ait sikkeler bulundu. Sikkelerdeki ay-yıldız motofi, Türkler’in ay yıldızı İslamiyetten önce de kullandığının en somut kanıtı olarak gösteriliyor.
Arkeologlar tarafından Kırgızistan, Özbekistan ve Tacikistan’da yapılan kazılarda ortaya çıkarılan toplam 104 sikke, ilk olarak geçen yıl Kırgızistan’da yapılan uluslararası bir konferansta kamuoyuna duyuruldu.
Altıncı ve yedinci yüzyılda basıldığı tahmin edilen ay yıldız motifli sikkelerin, Türk tarihindeki en eski paralar olduğu bildirildi.
Orkun Anıtlarından Sonra En Önemli Keşif
Türk adı tarihte ilk kez bir devrimle; Türk kavramı, Türkçe konuşan Orta Asya kavimlerinin diğer kavimleri de yönetimlerine alarak devletleşme sürecinde, dolayısıyla hukuka ve siyasal kurumlara kavuştukları aşamada ortaya çıkmıştı. Bayrağıyla, hukukuyla, askeri gücüyle, devlet hiyerarşisiyle, paranın geçerli olduğu ticaret yaşamıyla, iktisadi yapısıyla, maliyesiyle, kısacası bugün devlet dediğimiz örgütlenmeyi başaran Gök-Türkler tarihte ilk kez Türk adı taşıyan bir devlet kurarak devrim yapmıştı.
İkinci olarak ise, Türk adı tarihin gündemine gene bir devrimle geldi. Gök-Türklerle birlikte siyasal bağı ifade eden bir içerikle tarih sahnesine çıkan Türk adının, bu kez Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuyla yeniden tarihsel kökenindeki anlamını öne çıkaran bir içerik kazanması çok anlamlıdır.
Gök-Türkler kendine özgü yönetimleri, toplumsal-kültürel yaşamları, yazıtları ve başka değerlere sahip olmakla beraber adını saydığımız komşu toplulukların kültür ve uygarlıklarıyla sıkı temaslar kurmuş ve onlar aracılığıyla kendi uygarlığının yükselmesine zemin hazırlamıştır. Ayrıca Gök-Türkler söz konusu bölgelerin hem iktisadi, hem de kültürel yönlerden gelişmesinde öncülük yapmıştır. Yani, birbirlerinden epey uzak mesafede yar alan Batı ve Doğu ülkelerinin değerleri (kültürleri) onların komşusu olan Gök-Türkler yoluyla tanışmış ve etkileşmiştir.
Bazı bilginlere göre Sasanlı, Bizans, Tang (Çin) gibi o dönemin en büyük dünya imparatorlukları, Gök-Türk İmparatorluğu var oldukça yükselmiş, onun zayıflamasıyla da çökmeye başlamıştır ki, bunun nedeni de Gök-Türklerin kontrolündeki bu büyük coğrafyada, güvenle yaptıkları ve yaptırdıkları ticaretin duraklaması olmuştur.
Gök-Türk Devleti’nin kurulması hemen-hemen tüm Türk ve Orta Asya bodunlarının bir araya getirilmesi yanında, Türk uygarlığını oluşturan unsurların o dönemin anayasası diyebileceğimiz Türk Töresi, Eski Türk-Runik yazılarına dayanan ortak edebi dil, bölgesel yönetim merkezlerinin yanı sıra zanaat ve ticaretin var olduğu yerleşik tarım ve şehir kültürü, bütün Türklerin ortak mânevî kültürünün temelini oluşturan ve aynı zamanda ortak dini olan Gök-Tanrıcılığın gelişiminde de önemli rol oynamıştır.
Ayrıca kağanlıkta biçimlendirilen verâset yönetim sistemi, kendi döneminin en etkin askeri-siyasi yönetim sistemlerinden biriydi. İşte bu yönetim sistemi sayesinde, devletin iç güvenliğinin yanı sıra yeni toprakların fethedilmesi ve ele geçirilmesi de sağlanırdı. Böylece Türk halkları, kendi tarihinin gelişim zirvesinde yeni kuvvetli bir askeri-siyasi örgütün yanı sıra Çin, Hint, İran (Sogd, Tohar, Pers) ve Bizans uygarlıklarının en güzel taraflarını benimseyen örnek bir uygarlığı meydana getirmiştir.
Bu uygarlık sonuçta, doğuda Büyük Okyanus’tan, batıda Adriyatik Denizi’ne kadar uzanan Avrasya’nın uçsuz bucaksız topraklarını yurt kılan tüm Türk boyları ve halklarının kültürel kimliğinin başlıca işareti olmuştur.
Günümüzde hem Batı, hem de Doğu’daki tarihçilerin çeşitli yöndeki araştırmaları sayesinde İran, Çin, Hint, Yunan, Bizans ve Arap Müslüman uygarlıkları ile karşılıklı etkileşim içerisinde olan ve hattâ bunların merkezinde yer alan Türk uygarlığının temel unsurlarının geniş Orta Asya topraklarında ortaya çıktığı ve şekillendiği bir gerçektir.
--AZ Altay--
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder