2 Aralık 2013 Pazartesi
EMEKLİ VE EMEKLİ VEKİL MAAŞLARI
Bu karşı çıkışından dolayı seni kutluyorum Haydar kardeş. 1. Dereceden emekli bir memur olsam da önceki iktidarları aratmayacak bir biçimde emeklileri ezmekten çekinmeyen AKP'nin hayat pahalılığı karşısında gerekli aylık artışlarını eski vekiller dâhil kendi çevrelerinin çok yüksek aylıklarla bazı makamlara atamasını ve şeffaf olmayan nice ihaleler ile liyakata bağlı olmayan nice atamaları da kınıyor, lanetliyorum. Yakından izlemek zorunda kaldığım bir eski valinin AKP ile birlikte ne gibi aşamalardan geçmekte olduğunu tek bir örnekle durumu anlatayım ki benzeri örnekler kim bilir kaç bin kişi bağlamında bugün bile yaşanmaktadır. Olayın kısa öyküsü şu: Kendisi ile öğrenciliğimde ayak üstü üç beş kez konuştuğum ve Siirt Valiği sırasında GAP Toplantılarının birinde 1991'de yeniden karşılaşarak yine ayak üstü konuştuğum SBF mezunu başarılı kaymakam ve vali Atila Koç bir süre Ankara B B Başkanı Melih Gökçek'in Genel Sekreterliğini yaptı. Merkez valiliğinden AKP'de siyasete atıldı. Aydın M.vekili olarak TBMM'ye girdi. Kültür ve Turizm Bakanı oldu. Güler yüzlü konuşkanlığı yanında TBMM Genel Kurul Salonunda sık sık uykuya dalması ile ünlendi. Üç yıl kadar sonra kendisi gibi pek yararlı görülmeyen bir kaç bakanla birlikte 2007 Ağustosunda görevden alındı. Bir süre sonra memleketi Aydın'a yerleştiğini duyduğum A. Koç bugün: Valilikten emekli maaşı yanında eski m.vekili ve bakan olarak aldığı çifte emeklilik maaşı yanında bu yıl 'danışman' olarak atanmış olduğu Türkcell (ki Çukrovalı Karamemetler'e ait olan bu iletişim şirketinin nasıl ele geçirildiği ayrı bir muammadır!) A.Ş'den ise (25.000) TL almakta olduğunu sanırım sanal ortamdan ilgililer de benim gibi öğrenmişlerdir. Emeklilere iş konusunda engelleyici kuralları da koyan AKP'de ne yazık ki adında bulunan 'adalet' kavramına ve Anayasal olarak var olan ancak iktidarların kendi adamları dışındakiler için olası açılımları iktidarlarca gerçekleştirilmeyen (!) 'fırsat eşitliği' ilkesine rağmen yapılan adam kayırma uygulamalarını da görüyoruz. Bu bağlamda danışmanlık, kurul üyeliği, mütevelli heyeti üyesi, öğretim üyeliği gibi görevlendirmeler türü uygulamaların ne boyutlarda olduğunu eğer gizli bir sansüre takılmaz ise sanırım çok yakında kim nereden nereye getirildi, hangi makamlara kondu ve hangi ihaleleri kaptı hep birlikte göreceğiz. İstisnalar kaideyi bozmaz düşüncesine göre elbette bu gibi çıkar ilişkilerine girmeyen ya da iktidarların emellerine teşne olmak gibi bir kişilikte bulunmayan (içlerinde benim de tanıdığım) nice emekli bürokrat, öğretim üyesi ve eski milletvekilleri de vardır bu ülkede. Unutmayalım ki eskiden beri her kişi çalışarak emekli olduğu işinden başka emekli maaşı alamadığı halde milletvekilleri ilk işlerinden başka bir de siyasete atılarak seçim yolu ile TBMM'de bulunmuş olmaktan dolayı yeniden seçilemez ise emekli milletvekili olarak ikici emekli maaşını da alabilmektedir. Adalet bu mu? Geçmiş iktidarlarda da görülen ancak AKP ile çok daha yaygın bir biçimde uygulanan bazı işler elbette tüyü bitmemiş yetimler ile dar gelirli yurttaşlarımızın hakkının yenilmesi biçiminde nice makam işgal etmeler ve kamu haleleri Hazine'den alınan paralar ile iktidar çevrelerinin maddi (para, mülk, yurt dışı eğitim, gezi) ve manevi (yeniden seçilmek) çıkarlarına hizmet için kullanılmıştır. Bana göre yurttaşlarımızın hakkını yemek için birbiriyle yarışırcasına kendi ikbal ve istikballeri ile bazı yandaşlarına her türlü maddi ve manevi çıkarı sağlamaktan utanıp arlanmayan gelmiş geçmiş bütün siyasetçileri ve onlara yaranmak için çırpınan bürokratları ben de kınıyorum. Bana göre Anayasanın 'eşitlik ilkesi' yanında ileride bir gün yazılarak yürürlüğe konulması mümkün olan 'nereden buldun' yasası ile bu gibi yanlış gidişlerin hesabının sorulması gerekiyor.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder